http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9781379&tarih=2008-08-30
Hürriyet, Bekir Coşkun
Sulukule, Sulukule...
DÜN Sulukule'yi yıktılar.
Biraz daha eksildi İstanbul.
Bendeki İstanbul'da sanki yaşlı kemancı kemanını alıp gitti, şişman kadın udunu bıraktı, kızlar oynamaktan vazgeçip kanepelere oturdular...
"Sıla"nın aslında "ekmek" olduğunu anladığım bir akşamın anısındaki repertuvardan bir şarkı eksildi:
"Vardar ovası, Vardar ovası
Kazanamadım ekmek parası..."
*
Şimdi siz ne yaptınız?..
Neyini düzelttiniz İstanbul'un?..
Sulukule; dünyanın her yerinde olan o aynalı, kuleli, camlı, çelik, beton gökdelenlerden çok daha fazla İstanbul'du.
O üzerinden geçmek için yaptığınız, ama üzerinden bir türlü geçemediğiniz Boğaz köprülerinden bile daha çok İstanbul'du Sulukule...
Nasıl kıydınız?..
*
Üniversite sınavlarına hazırlandığım sene, İstanbul'da Sulukule müzisyenleriyle birlikte çalışmıştım kanunumla. Salacak Gazinosu'nda, Kedi Bar'da, Açıkhava Tiyatrosu'nde... Adımı bilmez, bana sadece "talebe" derlerdi Sulukule'nin müzisyenleri.
Çok sevmiştim onları...
Türkiye, konservatuvarlarında hiçbir zaman öyle müzisyenler yetiştiremedi.
Ben eğitim almamış, geleceği olmayan, parasız-pulsuz insanların ne kadar "zengin" olabileceklerini o zaman görmüştüm.
Operada yoktu o dans...
O zaman "Endülüs'te raks"ı gören kültürün, Sulukule'deki dansı görmeyişine kızmıştım.
Ne yaptınız şimdi siz?..
*
Aslında sizi anlıyorum...
Yatırımlar, kárlar, arsalar, rantlar, kuleler, gökdelenler, dolarlar, holdingler, betonlar, demirler, camlar arasında Sulukule'nin bir anlamı yoktur sizin için...
Gözünüz dönmüş bir kere...
Anıların, vefanın, tarihe saygının, kültürün önemi yok sizde... Duygular size göre değil... Dans eden kızın, ud çalan şişman kadının, yaşlı kemancının sizin için yok anlamı.
O şarkı da sizin değildir zaten:
"Vardar ovası, Vardar ovası
Kazanamadım ekmek parası..."
Bekir Coşkun
http://www.sonhaberler.com/haber.php?haber_id=4116
Nazım Alpman
Zafer Bayramı'nda yıkım
Zafer Bayramı, Türkiye"nin düşman işgali içinde esaret altında yaşamaktan kurtulmasını temsil ediyor.
Düşman orduları Anadolu"da her yeri yakıp yıkıp ilerliyorlardı.
Savaşı “teorik” olan bilenler yıkımların nasıl yaşandığını tam olarak kavrayamazlar. Bunun için gerçek bir savaş ortamına tanıklık etmek gerekir.
Bu satırların yazarı pek çok savaş ortamını gördü. Eski Yugoslavya"daki Bosna ve Kosova"da meydana gelen insanlık dışı uygulamaların sonuçlarınna tanıklık etti. Kafkasya"da yakılmış evleri, yıkılmış ocakların hayatta kalan aile biriyleriyle söyleşiler yaptı.
Her şey çok korkunçtu!
Kosova"da bir Türk anne evine gelen Sırp komşusunun uyarısıyla dehşete düşmüştü:
-Bizimkiler geliyor, çabuk arka kapıdan kaçın!
-Küçük oğlum parkta oynuyor, onu alayım.
-Sen kızı al kaç, ben parka gider onu alırım, hadi çabuk ol!
Zavallı kadın evlatlarından ancak birini alıp Makedonya-Sırbistan sınırındaki Tetova"ya gelmişti. Oğulunun akıbetini bilmediği gibi onu nasıl bulacağı hakkında da bir fikri yoktu. Sadece evlenin yıkıldığını arkadan gelenler söylemişti.
Savaş bütün kötülüklerin anasıdır.
Her an yeni bir yavrusu ortaya çıkıp hayatı zehreder.
Görmeyen, yaşamayanlar savaşın söndürdüğü ocakları ve orada durup yıkımı çaresizlikle izleyen kurbanlarını neler hissettiğini anlayamaz.
Türkiye bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı"nı kutluyor.
Düşman yıkımlarından kurtuluş günü...
30 Ağustos"u kutlamak için İstanbul"da Vatan Caddesi"nde görkemli resmi geçit yapılıyor.
Bu resmi geçidin başladığı noktanın biraz ilerisinde ise sahici bir savaş yıkımı yaşanıyor.
Fatih Sultan Mehmet"ten bu yana Sulukule"de yaşayan İstanbul Romanlarının (Çingeneler) evleri tıpkı bir savaş ortamı ve ruhu içinde yıkılıyor.
Biz düşman yıkımından kurtuluşu kutlarken onlara (Çingeneler) gerçek yıkımı takdim ediyoruz. Evleri ocakları sokakları yuvaları yıkılıyor.
Düşman da girdiği yerde aynısını yapıyor.
Kimseye hesap vermeden yıkıyor!
30 Ağustos"un anlamanı kavrayabilmek için bandolu mızıkalı geçit törenleri yerine Sulukule"ye gitmeliyiz... Savaşlarda masum insanların evleri düşman tarafından nasıl acımasızca yıkılıyor görerek anlamalıyız
Nazım ALPMAN
Mahalle'den Haberler
Sulukule Çocuk Atölyesi'nde Ümit Hoca ile "eğlenerek harflerle tanışma çalışması" yapıldı. Sonra Seçil "çamurdan dünyalar yaratma ve hikayeler anlatma" çalışması yaptı.
Hayri ve Doğuş, Tünel'de Sokak'ta Şenlik etkinliğinde harika birkaç saat geçirdiler
dahi çocuk numaraları öğrendiler
resim yaptılar
Hip Hop Mobil Türkiye'nin atölyesi'ne katıldılar, danslarıyla herkesi büyülediler, Dilek Abla'larına rastladılar, Trio Balans rap grubundan abilerle tanıştılar
Trio Balans konserini izlediler.