30 Eylül 2013 Pazartesi





"Sulukule'nin Adını Değiştirebilecekler mi?" 
Bir kentsel mücadele süreci. 13. İstanbul Bienali'nde.
İstanbul’da büyük ölçekli kentsel dönüşüm­leri başlatan sürecin
ilk uygulama alanı, dünyanın en eski Roman yerleşimlerinden 
olan Sulukule mahallesiydi. Dünya Miras Alanları’ndan, 
İstanbul kara surlarının koruma bandında yer alan Sulukule, 
hem kentsel dönüşüm politikaları ve uygula­malarının habercisi 
oldu, hem de Sulukule Platformu’nun geliştirdiği yenilikçi kent 
mücadelesi pratiğiyle gündeme geldi.
Sulukule Platformu üyeleri Sulukule’nin adını değiştirebilecekler 
mi? (2007-2013) diye sorarak, bu dönüşüm süreçlerini aktarıyor. 
Platform’un yatay, açık ve pozitif eylemliliği benimseyen yapısını 
ve yıkımdan sonra da toplulukla ilişkileri sürdürerek yürüttüğü 
dönüştürücü, destekleyici faaliyetlerini tartışmaya açıyor. 
“Bir kentsel mücadeleyi başarılı ya da başarısız kılan nedir?” 
sorusunu hem kendine, hem izleyenlere soruyor.
Yıkılıp yok edilen “yer”in kapsadığı yaşam gücü, uğruna verilen 
mücadelenin toplulu­ğa kazandırdığı yeni değerler ve gerçekleş­tirdiği
dönüşüm toplumsal belleğe kazınır, yeni pratiklerin referansı olarak
geleceğe taşınır. Sulukule ismi de artık yeni mücadele pratiklerinin 
de temel referanslarından birini oluşturuyor. Sulukule Mücadelesi’nin
yansımaları Gezi Direnişi’nin ardından hiç şüphesiz tekrar önem kazanıyor.
Sulukule’de yıkımlar, 2007 yılında başladı. Mimarlar Odası, Şehir 
Plancıları Odası ve Sulukule Platformu projenin iptali için İdare
Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı 
vermedi. Ancak 2012’de Fatih Belediyesi İdare Mahkemesi’nin 
verdiği nihai kararda proje kamu yararı olmadığı gerekçesiyle 
iptal edildi. Bu arada bütün binalar yıkılmış, yeni evler neredeyse 
bitmişti. İptal kararına rağmen proje tamamlandı. Evlerinden edilen
Sulukuleliler mahalleyi terk etmediler. Yıkılan evlerinin hemen 
yanındaki sokaklara yerleşip yaşamaya devam ediyorlar. Platform 
çalışmaları kapsamında müzik ve dans eğitimi veriliyor;
100 dolayında çocuğun okulla olan bağlarını sürdürmeleri sağlanıyor,
kadınlara meslek becerisi kazandırılıyor. Sulukulelilerin yeni bir nefesle ait 
olduk­ları yerde başlattıkları yeni hayatlarının yanında yenileme 
projesinin yarattığı yeni sitenin tanımsızlığı kentsel dönüşüm 
olgusunun nafileliğini sergiliyor.
Sulukule’nin adını değiştirebilecekler mi? Sulukule sürecini ve 
devam eden mücadeleyi bir zaman çizelgesinde sunarken yıkımla 
kaybolanı ve yeni doğanı tartışıyor, bu sürecin kilit nok­talarını 
aktarıyor. Kent hakkı, barınma hakkı, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, 
kültürü-kimliği ile yaşama hakkı, soyut ve somut mirasın korunması 
ve hukukun işleyişi alanında iktidarın ve Platform’un karşılıklı olarak 
attığı adımlar, sorular eşliğinde irdeleniyor.

Can They Rename Sulukule? 
An Urban Struggle Process, in 13. Istanbul Biennial.
The first target of large-scale urban trans­formation in Istanbul 
was the Sulukule neighbourhood, one of the oldest Roma settlements
in the world. Located within the conservation zone of the World 
Heritage Site Istanbul city walls, it was not only the harbinger of 
urban transformation policies and implementations, but also became 
renowned through the innovative urban struggle practice developed 
by the Sulukule Platform.
By asking Will they be able to change the name Sulukule? 
(2007-2013), members of the Sulukule Platform discuss these 
processes of transformation, and open to debate the platform’s
own horizontal and open structure and transformative activities that are 
not restricted to the demolition of the residents’ homes, and 
practiced in interaction with the community. The platform poses 
the question ‘What renders an urban struggle successful, 
what makes it a failure?’ both to itself and to the audience.
The life force of the demolished ‘place’, the new values 
society gains through the struggle, and the ensuing transformation 
are ingrained in memory, and transmitted. Thus, the name Sulukule 
now forms a fundamental reference in new struggle practices. 
The impact of the Sulukule Struggle has no doubt gained fresh 
importance following the Gezi Resistance.
Demolition in Sulukule began in 2007. Chamber of Architects, 
Urban Planners, and the Platform had appealed to the Administrative 
Court for the cancellation of the project. The court did not grant a 
stay of order. In 2012, the local court revoked the joint project on
the grounds that it was ‘not in the public interest.’ Meanwhile, new houses 
had nearly been completed. Despite the court decision, the houses 
were handed over to their owners. The people of Sulukule who had 
been forced out did not leave the neighbourhood. They have 
settled in streets closest to their demolished homes. Through 
the Platform’s activities, children get music and dance classes, 
academic support; and women get vocational training. 
The new lives of the people of Sulukule, launched with 
new spirit right beside their former homes, when juxtaposed
 with the soulless new housing project built by the regeneration 
project, demonstrates how futile the implementation of urban 
transformation is.
Will they be able to change the name Sulukule? presents 
the Sulukule process and the ongoing struggle via a timeline 
to trigger a debate on what was lost in the demolition, and 
what has emerged anew, transmitting the key points of the 
process. Further topics of exploration include the right to 
the city, the right to housing and property, the right to 
education, the right to cultural identity and the legal 
negotiation between the government and the Platform.

Fotograflar: Nejla Osseiran

25 Eylül 2013 Çarşamba

Yeni yapılan Binalar Boş, Kiralık veya Satılık, Kimse koşup gelip yerleşmedi bu şahane yerleşim yerine

Sulukule: Bir dokun bin 'ah' işit

Yeni Sulukule'de ilk aylarını tamamlayan eski Sulukuleliler anlattı. Borçlar giderek artıyor ama evlerde hâlâ doğalgaz, telefon, internet ve su yok.
 
 

Fatih Belediyesi’nin, kararın yürütmesinin durdurulması istemi Danıştayca reddedildi.

SULUKULE projesinin geçen yıl “kamu yararına uygun değil” denilerek iptal edilmesinin ardından, Fatih Belediyesi’nin, kararın yürütmesinin durdurulması istemi Danıştayca reddedildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24562232.asp