8 Kasım 2008 Cumartesi

BU EV TARİHİ EVDİR: ZARAR VERME!





Fatih Belediyesi bütün ikazlara rağmen tedbir almayınca, Sulukule’de tarihi eser olarak tescillenmiş yapıların sahipleri, çareyi evlerine uyarı yazıları asmakta buldu. Sulukule’de Niyazi Mısri Sokak’ta bulunan, henüz tescillenmemiş, ama Koruma Kurulu’na tescillenmesi için önerilen evlerden biri, dört bir yanına yazılı yazılarla kaderini değiştirmeye çalışıyor: “Bu ev tarihi eserdir, yıkan sorumlu olur.” Vatandaş tarihi eseri korumak için uğraşadursun, yerel yönetim, bir afet bölgesi haline çevirdiği mahallede, tarihi evlerin yok oluşunun neredeyse “kolaylaştırıcısı” rolünde.

Fatih Belediyesi’nin “kentsel yenileme alanı” ilan ettiği bölge, temizlenmeyen yıkım enkazı ve boşalan evler nedeniyle, hurda toplayıcıları için de bir cazibe merkezi haline geldi. Enkaz ve boş evlerdeki para eder her türlü malzeme, hurda satarak geçinen yoksullar tarafından inanılmaz bir hızla sökülüyor. Mahallenin sivil mimari örneği olarak tescillenmiş evleri bu yoğun söküm faaliyetinden büyük zarar görmekte. Yerel yönetim tescilli yapıları koruma altına alacak hiçbir tedbir almamakta ısrar ederek, tarihi evlerin yağmalanmasına çanak tutuyor. Evlerin etrafında ne koruyucu bir paravan, ne de uyarı yazısı var.

İKİ RESİM ARASINDAKİ YİRMİ GÜNLÜK FARK

Niyazi Mısri Sokak’ın Kaleboyu tarafından girişinde bulunan tescillenmesi önerilen ev kim bilir kaç on yıldır nice fırtınalara, yağmurlara, depremlere dayandı, ne badireler atlattı? Gelgelelim, Fatih Belediyesi ve hurdacılar, onlarca yılın belini bükemediği yapının hakkından, yirmi gün içinde gelmeyi başardı (!). Yapının birinci fotoğrafı topu topu yirmi gün önce (14 Ekim) çekildi. Evin hala sağlam ve oturulabilir durumda olduğu görülüyor; içinde yaşayanlar henüz taşınmış. Aynı evin sadece yirmi gün sonra çekilen (6 Kasım) fotoğrafındaki hali ise bir harabeyi gösteriyor. Belediye, tarihi yapının bir yanındaki binayı yıkmış ve böylece yaşlı çınarı kollayan payandaların birini ortadan kaldırmış. Hurdacılar ise, evin para eder her yanını sanki kemirmiş. Diğer yandaki ev de yıkıldığında, ayakta kalmaya devam edecek mi, bilinmez… Bir tarihi ev daha, yerel yönetimin “kentsel yenileme alanı” diyerek, bir felaket alanı haline çevirdiği mahalledeki çıkar hesaplarına feda edilirken, çaresiz vatandaşa, sorumluların yoksun olduğu duyarlılığı yüklenmek kalmış ve yazmış: “Bu ev tarihi evdir. Zarar verme!”
Neşe Ozan