25 Kasım 2007 Pazar

24 Kasım, MSGSÜ öğretim üyeleri ve öğrencilerinin Sulukule ziyareti


Dün, MSGSÜ Kentsel Yenileme ve Koruma Ana Bilim Dalından Prof. Dr. İsmet Okyay, Şehir ve Bölge Planlama' dan Yrd. Doç. Dr. Murat Yalçıntan, Dr. Erbatur Çavuşoğlu, ODTÜ ve MSGSÜ'den doktora ve lisans öğrencileri, İç Dış Kumsalı Koruma ve Yaşatma (Küçük Çekmece) Sivil Toplumu Destekleme Derneği üyeleri ve İmece mahalleyi ziyaret ederek, mahallenin ve mahallelilerin ihtiyaçları konusunda incelemeler yaptılar.






23 Kasım 2007 Cuma

Basında Sulukule Ankara Çıkartması

İlle de roman olsun

14 Kasım 2007 Çarşamba 22:00

Sulukule sakinlerinden Meclis'e baskın!

Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında evleri kamulaştırılan ve yıkılan Sulukule sakinleri, CHP Grup Salonu'nda sazlı sözlü basın toplantısı düzenledi. Sulukule'den ayrılmak istemediklerini söyleyen romanlar, 'İlle de roman olsun' şarkısını söyleyerek yıkım çalışmalarını protesto ettiler. İstanbul'un eğlence hayatıyla ünlü semti Sulukule'nin sakinleri bugün Meclis'e çıkarma yaptı. Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Sulukule'de sürdürülen yıkım çalışmalarının durdurulmasını istemek üzere Meclis'e gelen Sulukule sakinlerine CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal evsahipliği yaptı. Soysal, TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alarak Sulukule'nin sorunlarını gündeme taşırken, semt sakinleri de Genel Kurul salonunda görüşmeleri izledi. Genel Kurul'da Soysal'a cevap veren Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, projenin katılımcılık esasıyla sürdürüldüğünü ve yıkılan evlerin yerine yapılacak konutların sahiplerine uzun vadeli taksitlerle satılacağını anlattı.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL KENTSEL BÖLÜŞÜM" Soysal, daha sonra Sulukulelilerle birlikte CHP Grup Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Sulukule'de 5 bine yakın insanın yaşadığına işaret eden Soysal, burada eğlence kültürünün yok edilmeye çalışıldığını ifade etti. Sulukule'de Türk sinemasına bir çok ünlü sima yetiştirildiğini, Türk müziğine nice besteler çıkaran insanların burada yetiştiğini anlatan Soysal, Sulukule halkının evleri yıkılsa bile neşelerinden taviz vermediklerini vurguladı. Sulukule'deki yaşam koşullarının iyi olmadığını kabul ettiklerini ancak bu koşulları düzeltmenin siyasetçilerin ve yerel yönetimlerin görevi olduğunu belirten Soysal, burada yaşayan insanların yeni yapılan konutları satın alma güçleri bulunmadığını ifade etti. Sulukulelilere, 50 kilometre uzaklıktaki Taşoluk'a taşınmalarının teklif edildiğini dile getiren Soysal, Taşoluk halkının ise bu insanları istemediğini belirtti. Soysal, "Burada bir çengi, bir eğlence kültürü var. Buradaki kültür yaşamalı ki insanlar burada eğlenebilsinler. Bu bölgede 'kentsel dönüşüm' değil 'kentsel bölüşüm' anlayışı hayata geçiriliyor" diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu'nun konuya büyük ilgi gösterdiğine işaret eden Soysal, Meclis'te de bu sorunların konuşulması gerektiğini ifade etti. Soysal'ın açıklamalarının ardından basın toplantısının yapıldığı salonda eğlenceli dakikalar başladı. Sulukuleli çengiler, su bidonu ve çay tepsilerini çalgı yaparak şarkılar söyledi. Erdoğan Dağdeviren isimli romanın söylediği şarkılara diğer Sulukuleliler oynayarak eşlik etti. Romanların 'ille de roman olsun' şarkısı Meclis koridorlarında yankılandı. Sulukule sakinleri adına bir açıklama yapan Sulukule Derneği Başkanı Şükrü Pinduk, "Doğduğumuz, doyduğumuz topraklardan uzaklaştırılmak gücümüze gidiyor. Bize neden ayrımcılık uygulanıyor?" diye konuştu. Fatih Belediyesi'nin kendilerine iki seçenek sunduğunu anlatan Pinduk, evlerini satmak ya da Taşoluk semtine taşınmak tercihiyle karşı karşıya bırakıldıklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Çarşamba İmam Hatip Lisesi'nden arkadaşı olduğunu söyleyen Mehmet Asım Hallaç ise Meclis'te çok değişik bir ortam gördüğünü belirterek bu ortamda Erdoğan'a ulaşma imkanını bir türlü bulamadığını söyledi. Başbakan Erdoğan'a seslenen Hallaç şunları söyledi: "Lütfen bu işe müdahale edin. Bizzat bu hadiseye el atmasını istiyorum. Başbakan bizim semtimize sayısız kere gelmiştir. Oradaki insanların sosyo ekonomik durumlarını çok iyi biliyor. Biz de insanız. Göz ucuyla da olsa oralara da da bakalım, bu insanlar mağdur olmasın. Buradaki insanlar kelebek gibi yaşamayı sever. Modern evlerde, yüksek binalarda yaşayamazlar. Başka bir yere göç ettirilirlerse bu kültürü muhafaza edemezler." "LÜKS HAYAT İSTEMİYORUZ" Sulukule'de yaşayan 54 yaşındaki Gülsüm Bitirmiş ise 'hür doğduk hür yaşarız' diyerek alınan yıkım kararına isyan etti. Daireler, katlar, lüks yaşam istemediklerini ifade eden Bitirmiş, "Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı. Evlerimizi vermiyoruz. Cenazemizi alsınlar. Evimin bir tahtasını mezarıma koysunlar" diye konuştu. Sulukuleliler, basın toplantısını Orhan Gencebay'ın 'Batsın Bu Dünya' şarkısını hep bir ağızdan söyleyerek tamamladı.
İHA

18 Kasım 2007 Pazar

SULUKULE'YE SAHİP ÇIK! video klip














Sulukule yıkılmasın, İstanbul'un neşesi kaçmasın...
Sulukule video klibini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz!

17 Kasım : Peki ya şimdi'den sonra?




17 Kasım 2007 Cumartesi

14 Kasım Ankara : CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın Meclis'te yaptığı konuşmanın metni

Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,

Size iki yıldır Sulukule'de yaşananları anlatmak, onların sesini duyurmak istiyorum.
Sulukule’de kentsel dönüşüm projesi adı altında İstanbul’un önemli bir rengi yok edilmeye çalışılıyor.
Bu durum içinde bulunduğumuz Meclis Genel Kurulunda yankılanmıyor ama Avrupa Birliği’nde konuşuluyor.
Ankara’ya seslerini duyuramayan 5000 vatandaşımız, sesini Strasbourg’a, Brüksel’e duyuruyor.
Lütfen biz de duyalım onların seslerini.
Sulukule, İstanbul’da bir renktir.
Folklorik, tarihsel, sanatsal özellikler taşır.
Turistik yanı da ticari yanı da vardır.
Ama her şeyden önemlisi Sulukule bir “yaşam alanı”dır.
Şimdi ne deniyor oradakilere !
Buradan gidin, size gösterdiğimiz apartman dairelerinde oturun
Olmaz !
Bu insanları ikna etmeden olmaz !
Oranın silüetini bozarak olmaz !
Türkiye’nin insan hakları imajını bozarak da olmaz !
Roman vatandaşların oturdukları yerlerin yetersiz ve kötü olduğu kuşkusuzdur.
Ancak bunları ortadan kaldırıp, vatandaşlarımızı kibrit kutusu büyüklüğünde apartman dairelerine hapsedemeyiz.
Bunu yaparsak, Sulukule’nin özelliği de, rengi de kaybolur.
Bu bölgeye özel proje uygulanmalıdır.
Ama o bölgede yaşayan Roman vatandaşlarla birlikte yapılmalıdır.
Neslişah ve Hatice Sultan Mahallerinde oturan 3500 Romanın sesine kulak vermeliyiz.
Fatih Belediyesi’nin Kasım 2005’ten beri uyguladığı haksız tahliyelere son vermesini sağlamalıyız.
1000 yıllık tarihi mekanın yok oluşuna seyirci kalamayız.
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak herkesin hakkıdır.
Ancak kentlerin fiziksel çevre kalitesini yükseltmeyi amaçlayan kentsel dönüşüm projesi, Sulukule’de yanlış uygulanmaktadır.
Kentsel dönüşüm projesi anlamını yitirmiş, tarihsel ve kültürel yıkıma dönüşmüştür.
Kentsel dönüşüm değil,kentsel bölüşüm yaşanıyor Sulukule’de

Elbette, Sulukule’de yaşayan insanlar bu çalışmalardan memnun değildir.
Çünkü bulundukları bölgeyi bırakıp başka bir yerde yaşamak istemiyorlar.
Buna da sadece fiziki olanaklar ya da ekonomik nedenlerle karşı çıkmıyorlar. ( Ki buna da hakları var. )
Çok daha önemli, geçerli ve insani bir nedenleri var onların.
O da yaşadıkları bölgeyle kurdukları manevi bağları var.
Çevre ve koşullar ne olursa olsun insan doğduğu yeri, yaşadığı mekanı bırakmak istemez.
Komşularını, onlarla birlikte oluşturduğu yaşamını, kültürünü bırakmak istemez.
Geçmişi yüzyıllara dayanan bir kültür, o kültürü oluşturan insanlar işte böylesine acımasız bir süreçte savaş veriyorlar.
Kaygılılar çünkü belirsizlik içindeler…
Endişe içindeler, çünkü doğdukları evler sorgu sual olmadan yıkılıyor.
Üzüntülüler çünkü yaşam onlar için “hadi taşının buradan” diyenler kadar kolay değil…
Neden kolay olmadığını size birkaç rakamla açıklayalım
Dörtte birinin aylık geliri 300 YTL’den daha az
Evlerin yaklaşık üçte biri 70 m2’nin altında
Dörtte birlik bir kesim, 2 odalı evlerde yaşıyor
%30’u, 40 ya da daha fazla yıldır mahallede yaşıyor
Gördükleri muamele elbette hak ettikleri değil.
50’ye yakın dilekçe TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda.
Hepsi dokunaklı, hepsinin ayrı bir hikayesi var.
Ortak istekleri evlerinden çıkmamak, mahallelerinden taşınmamak,
Yıllardır yaşadıkları kültürden koparılmamak
Çünkü kültür, mekan ve insanların birleşimidir.
Değerli Milletvekilleri,
Eğlence ve müzik kültürüyle İstanbul’a ayrı bir renk katan bu bölge korunmalıdır.
Dünya Mirası Listesi’nde ki Sur İçi Bölgesi, Sulukule’yi de kapsamaktadır.
UNESCO normlarına göre sadece fiziksel yapısı ile değil,sosyo-kültürel yapısı ile de korunması ve yaşatılması gerekmektedir.
Yani; Kentsel dönüşüm; kültürde, insanlarda değil, fiziki koşullarda iyileştirme şeklinde uygulanmalıdır.
Fatih ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri, görevinin sadece çevreyi düzeltmek olmadığını bunu insanlar için yaptığını hatırlamalıdır.
Belediyeler sorun yaratmaz
Sorunları çözer

Kentsel Dönüşüm değil,kentsel bölüşüm projesi uygulayan yerel yönetim anlayışını anlamak mümkün değildir.
Belediyeler, kendi bölgelerinde bulunan insanlara hizmet sunar, onların yaşamlarını kolaylaştıracak projeler üretir.
Oysa burada yaşam kolaylaştırılmıyor.
Sona erdiriliyor.
“ Burada değil başka yerde yaşayın.
Bizim size sunduğumuz koşulları da tartışmayın, beğenin” deniyor.
İşin yanlışlığı, projenin doğru uygulanmadığı ortadadır.
Acaba, Sulukule’de yaşayan vatandaşlarımız daha iyi koşullarda, daha kaliteli hayatlar sürmeyi istemez mi ?
Elbette isterler!
Ama gelinen nokta gösteriyor ki, Sulukuleliler için planlanan; daha iyi koşullar değil, yeni ev sahiplerine pazarlanacak yeni binalar..
Aksaklıklar ortadadır.
Yıkılması istenen binaların çoğu hisseli yani tek kişiye ait değildir.
Alternatif yaşam yeri de bu bölgede değil, İstanbul’un diğer ucundadır.
İnsanlarımız tehdit ediliyor burada.
Fatih Belediyesi'nin aldığı acil bir kamulaştırma kararıyla, zorla kamulaştırma yapılmaktadır.
Oysa 2010 Kültür Başkenti kapsamında, orada yaşayan insanların görüşleri doğrultusunda Sulukule'nin yenilenmesi, eğlence yaşamına katkı sunacak hale getirilmesi mümkündür.
Ancak, bölge halkının oluru ve görüşü alınmadan onlara kamulaştırma baskısı yapılarak, satın alma gücünün üzerinde rakamlar belirlenerek, insanların göçe zorlanması ciddi bir haksızlıktır.
İnsan haklarına da, anayasada yerini bulan yerleşme hakkına da aykırıdır bu durum.
Sosyal devlet ilkesiyle de kesinlikle bağdaşmamaktadır.
Değerli Milletvekilleri,
Sulukule Platformu’nun tespitine göre bu proje gerçekleşirse 5000 kişi yaşadığı yerden ayrılacak ve 1500 kişi sokakta kalacak.
Sulukule’nin rant pazarlıklarına kurban edilmesine izin vermemeliyiz.
Tarihsel ve kültürel bakımdan son derece önemli olan bu bölgeyi, koşullarını düzelterek yaşamın içine almalıyız
Sulukule; tarihi, kültürü, insanları ve yaşama kattıklarıyla İstanbul için bir şanstır.
Lütfen İstanbul'un bir renginin daha yok edilmesine engel olalım.
SULUKULE YIKILMASIN, İSTANBUL’UN NEŞESİ KAÇMASIN

14 Kasım, Ankara'ya Meclis'e Seyahat
















Merhaba arkadaslar

Dun gecenin bir yarisinda donduk. Yol arkadaslarimiz herhalde hala derin uykudadir. Ben size bir iki satir yazayim istedim. Bence her dakikasi sahane bir yolculuktu. Ekip cok cok iyiydi. Gulsum Abla, Ayse Abla, Hacer, Sukru, Asim Abi, Harun, herkesi tek tek saydim kabul edin. Meclis meclis olali boyle bir sey gormedi herhalde.

Cetin Soysal in Meclis konusmasini genel olarak begendik. Cevabi, ne ilgisi varsa, Cevre ve Orman Bakani verdi ve epeyce yalan soyledi. Basin toplantisinda Sulukule den cevabini aldi. Herkes sahaneydi, Gulsumabla, Ayseabla, Harun, Hacer, Erdogan, Asimabi, Sukru… tek tek butun ekibi saydim kabul edin. Komisyon bsk ydr. Malik Ejder Ozmelik basin toplantisina geldi ve dilekceleri orada aldi. Cetin Soysal pzt gunu Belediye yle tekrar temas kuracagini soyledi. Toplantidan once Ufuk Uras a Hacer ile birlikte kisaca ugradik, toplantiya gelecegini soyledi, ama gelemedi. Yine de onu da gormus olmamiz iyi oldu.

Donuste molayi haber zamani verdik. Butun kanallara inci gibi dizildigimizi gorunce keyiflilik hali acayip yukseldi. Ucmaya basladik: Inin ordan milletvekilleri, ulkeyi biz yonetiriz’le baslayan samata, kim hangi bakanligi alacak diye devam etti. Asimabi citayi biraz daha yukselterek, yeni hedef olarak Pembe Kosk u gosterdi. Hem kendine guven yukseldi, hem de birbirimize daha iyi kenetlendik. Meclis merdivenlerinden inerken Ali abi koluma girdi ve “Birbirimize dayanirsak, dusmeyiz” dedi.

Dilerim hic dusmeyelim, Sulukule yi dusurmeyelim. Cok sevgi ve selam

Nese

15 Kasım 2007 Perşembe

14 Kasım MSGSÜ Şehir Planlama Çarşamba Seminerleri

Sulukule projesinde gelinen nokta ve çözüm arayışları














12 Kasım 2007 Pazartesi

sulukule'de gecen hafta








Sulukule Mahallesi ve mahalleliler gectigimiz hafta yogun bir gundem gecirdiler.
5 Kasim'da milletvekillerini bolgede agirladiktan sonra, 6 kasim'da 2010 komitesinde belediye, yenileme kurulu, sulukule platformu, 2010 komitesi ile birlikte ortak bir toplantiya katildilar ve bu toplanti sonucu bir komisyon kurulmasi kararlastirildi. 8 Kasim'da Avrupa parlementosu'na katılan bolge dernek ve sulukule platform temsilcileri konuyu avrupa parlementosu gundemine tasidilar. Ve olumlu gelismeler ile donduler.

Bu arada bolgede TBMM'ne gidis icin hazirliklar suruyor. Meclis insan haklari komisyonuna dilekceler yazilirken, Bolgeye Avrupa Parlementosu'ndan donen dernek baskani Sukru Punduk mahalle sakinlerine konu ile ilgili aciklamalarda bulundu. Bolge halki bir cok televizyon ve basin mensubunun sorularini yanitlarken, Sky Turk'te Bolge temsilcileri gece 23.00 haberlerine konuk oldu. Son olarak Pazar gunu bolgeye diger mahallelerden temsilciler gelmeye basladi: Son calismalar ve onemli bir ornek haline gelen Sulukule Sureci ile ilgili gorus alisverisinde bulundular.

9 Kasım 2007 Cuma

8 Kasım, Sulukule Avrupa Parlamentosunda!

Arkadaslar merhaba Toplanti Avrupa Parlementosu binasindaki çok iyi salonlardan birinde yapildi. Basin oradaydi. Toplanti baskani J.Lagendijk'in açis konusmasindan sonra Fatih Belediye baskani Mustafa Demir 30 dakikalik bir sunum yapti. Projeksiyon gösterimi esliginde konustu. Kendinin disinda Sulukule ile ilgili danismanlari yanında gelmislerdi. Sunumunda genel olarak Fatih'deki çesitli projelerden bahsetti. Ardından Sulukule hakkında esas olarak teknik içerikli, ve süreci anlatan bir konuşma yapti. Sulukule'yi modernlestirmek için bu yola başvurduklarini ve halk ile ilişkiler içinde bu aşamaya geldigini anlattı. Ardindan Korhan Gümüs iyi bir sunum yaptı ve konuyu teknik, felsefi ve etik boyutlarıyla ortaya koydu. Diğer yabanci sunumcular, bu tür sorunlar içerisinde farkli konuları, Türkiye ve dûnyadaki deneyimlerini anlattılar. Hacer ise Suluklede ki güncel sorunlara parmak basarak Korhan'in düsüncelerini kuvvetlendiren açıklamalar yaptı.Ardindan Sükrü meselenin insani boyutunu, Sulukule'yi ve Romanlari anlattı.
Sulukule Klip'igösterildi. Klip katılanlari çok etkiledi. Korhan ve Hacer'in ve daha sonra söz alan Sükrü arkadaşımızın dile getirdikleri "Sulukule'de yasayan insanlardan hareket ile proje yapılmalıdır", düsüncesi mesajını çok net olarak kuvvetlendirdi. Son yarım saatte görüş ve sorulara geçildi. Tüm sorular veya dilekler Belediye Başkanina yönelikti. Başkan kısaca bundan sonraki aşamada Sulukule'liler, sivil toplum örgütleri ile çalışmaları sürdürmek istedigini söyledi. --------------
Bana göre bu tolanti Avrupali dostlari bilgilendirmesi açisindan çok iyi oldu.Belediye Romanları Sulukule'den çıkarmayı kafaya koymuş gözüküyor ve bütün hazirlıkların buna göre ayarlanmış olduğu bir kez daha net olarak görüldü. Toplantıda belediye işin gidişati konusunda gelismeleri gördü. Başkan dikkatli, temkinli ve kendi açisindan sürekli olumlu yönde konuşmalar yaptı. Brüksel toplantısı ıisaca çok iyiydi. Fakat sadece bu toplantı ile kalınmamalı, etkinlikleri artirmalı, basın kamuoyunu daha fazla harekete geçirilmeli. Kamuoyu ve belediyeye Romanların Sulukule'de iyi bir hayata kavuşumalarından başka yol olmadığını ve bundan ancak İstanbul'un kazançlı çıkacağını daha iyi anlatabilmeliyiz.
Kenan Öztürk
Paris











































8 Kasım 2007 Perşembe

2010 İstanbul AKB Komitesi'nde Sulukule Toplantısı 6 Kasım 2007



Sulukule Yenilenirken Bir Kültür Kaybediliyor
Tarih: 8 Kasım 2007 Yazan: Zeynep Güney - Arkitera.com


1 Kasım 2007 Perşembe günü Sulukule’de gerçekleştirilen toplantının ardından, 6 Kasım 2007 Salı günü “Projenin geliştirilmesine kimler nasıl katkıda bulunabilir, neler önerilebilir?” sorusunu tartışmak üzere tekrar bir toplantı düzenlendi. İstanbul 2010 Komitesi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Sulukule Platformu adına Aslı Kıyak İngin, Yerel Halk ve Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği adına Şükrü Pündük, İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu adına Mehmet Erdal, Fatih Belediyesi adına Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile danışmanı ve projenin koordinatörü Mustafa Çiftçi katıldı.

Toplantı, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in Brüksel’de katılacağı toplantıda da açıklayacağı, Sulukule Projesi kapsamında kültür varlığı olan alanların koruma altına alındığının, bununla birlikte hazırlanan avan projenin ve yıkım kararının onaylandığının anlatıldığı karar okunarak başladı. Ardından Böcek Yapım’ın hazırladığı, Brüksel’de de gösterilecek, Sulukule’deki yıkımları ve kaybolan kültürü anlatan kısa film sunuldu.

Avan projenin onaylanmasının ne anlama geldiği ve bundan sonraki aşamada Sulukule halkının mağduriyetini önlemek için neler yapılabileceği sorusuna cevap aranan toplantıda Mustafa Çiftçi, avan projenin 2 aylık, tartışmalı geçen bir sürecin ardından onaylandığını belirtti. Onayın ardından, o bölgedeki kültürel doku hakkında araştırma ve uygulama yapma hakkı kazandıklarını söyleyen Çiftçi, uygulama projesini geliştirmek için belediye olarak, sivil toplum kuruluşları ve halkla beraber, her türlü sosyal ve kültürel doku çalışmasına katılmaya hazır olduklarını ifade etti.

Bu açıklamaların ardından, avan proje üzerinde değişiklik yapılıp yapılamayacağı sorusu üzerine Mustafa Çiftçi, bunun mümkün olmadığını ancak onaylanan avan projenin geliştirilebileceğini ve asıl uygulama projesinde alınan kararların geçerli olduğunu belirtti.



Mustafa Çiftçi’den sonra söz alan Korhan Gümüş, avan proje hazırlanırken ortaya bir yöntem konması gerektiğini, kentsel yerleşim alanlarına müdahalenin kolay olmadığını vurguladı ve yenileme kurulunun yapılan müdahalelere rağmen projeyi onaylamasını eleştirdi. Bunun üzerine Yenileme Kurulu’ndan Mehmet Erdal; bakımsızlık nedeniyle bir çöküntü alanı haline gelen Sulukule’nin, uluslararası koruma kanunu çerçevesinde yenileme kapsamına alındığını ve avan projede sonradan görülen eksikliklerin, uygulama projesinde takip edilerek gerekli düzeltmelerin yapılacağını söyledi

Projenin halka zamanında duyurulmamasının nedenini, meşru bir zemin yakalanamamış olmasına bağlayan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise proje sürecini şu sözlerle açıkladı:

”Proje çalışmaları sırasında oradaki insanlarla ada bazında görüştük, ihtiyaç analizleri yaptık ve proje 17 defa revize edildi. Üstelik belediye 5 farklı bölgede yenileme alanı çalışmalarına devam ediyor. Bunların arasında en önemlisi, Sulukule’den alan olarak 3 kat daha büyük olan Fener Balat Projesi’dir. Sulukule tartışılırken diğer alanlar gözardı ediliyor.

Sulukule’de şu anda 645 tapu kaydı var fakat oturulabilecek durumda olan hane sayısı 342. Mağduriyeti önlemek için 620 kontuluk bir proje hazırlandı. Kiracıları ve mal sahiplerini kazançlı çıkaran bir proje olduğu için sınırlamaları var.

Bu bölgedeki kiracıların evrakları, mukaveleleri hatta faturları bile olmadığı halde biz alan çalışması yaparak kiracıları tespit ettik. Yapılan projede mülk sahibinin öncelikli hakkı var, bununla birlikte kiracılara da avantajlar sağladık. Mülk sahiplerine ayda 400, kiracılara ayda 300 kira yardımı yapılacak. Projeye göre, mülk sahiplerinin üçte biri bu bölgede oturacak. İsteyenler TOKİ’nin Taşoluk’ta hazırladığı toplukonutlarda çekilişsiz, ön ödeme yapmadan ev sahibi olabilecekler. Ödemeyi ise taşındıktan sonra 180 ayda yapabilecekler.”

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in bu açıklamalarını tepkiyle karşılayan Sulukuleliler, mahalleden kaç kişinin bu projede ev sahibi olabileceğini sordular ancak net bir yanıt alamadılar. Sulukuleliler mağduriyetlerini şu sözlerle dile getirdiler:



“Biz projeyi belediyeden değil, basından öğrendik. Daha sonra bizimle yapılan ilk toplantıda Mustafa Demir, bu bölgenin yenileme alanı olduğunu açıklayıp, projeyi anlatırken bize bahçenizdeki dikili ağacınıza kadar hakkınız karşılanacak demişti, biz bu şartlarla gidecektik. Fakat daha sonra evlerimiz için 50 – 60 bin YTL fiyat belirlendi. Kamulaştırma kararı da çıkınca buradaki insanlar korkudan, tapulara şerh koyulmadığı için evlerini 80 – 100 bin YTL karşılığında dışarıdan gelen rantçılara sattılar. Bu proje bizi evlerimizden kovuyor, fakir fukaranın hakkı yeniyor.”

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı temsilcisi Fikret Toksöz Sulukuleliler'e destek çıkarak insan unsurunun gözardı edildiğini vurguladı. Bu bölgede iyileştirme adına yıkım yapılması yerine, uygun bir restorasyon çalışmasıyla bölgenin çöküntü alanı olmaktan kurtarılabileceğini belirtti.

Sulukule Platformundan Aslı Kıyak İngin ise Fikret Toksöz’ün önerisinin dikkate alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Bu bölgedeki insanların maddi ve kültürel durumu incelenmeden çok hızlı hareket edildi. Avan projede doğru kararların alınması gerekirdi yoksa uygulama projesinde ve daha düşük ölçeklerde karşılaşılacak sorunlarla başa çıkılamaz.

Burada bir katılım modelinden bahsediliyor ancak bu bir – iki kişinin görüşü sorularak değil, o bölgede yaşayan insanlarla konuşularak, gezilerek yapılır. Bu noktada yenileme ve iyileştirme kavramlarının da tekrar ele alınması gerekiyor.”



Bölgede yaşayan insanların anayasal haklarının korunması gerektiğinin savunulduğu toplantıda, avan proje onaylanmadan kamulaştırma kararının nasıl çıkarıldığı sorusuna Mustafa Demir “Satışları engellemek için kamulaştırma kararı almamız gerekiyordu. Ancak Meclis kararından sonra tapulara şerh konulabilir. Biz insanlarımıza mülkünüze sahip çıkın dedik” yanıtını verdi.

Tartışmalı geçen toplantı sonunda; mağduriyetleri önlemenin yollarını araştırılması ve çalışma prensiplerinin belirlenmesi için bir komisyon oluşturulmasına karar verildi. Mustafa Çiftçi, belediyeden, Belediye Başkanı’nın veya onu temsil edecek bir kişinin katılacağı komisyonun bir karar mekanizması oluşturamayacağını ancak komisyonda görüşülecek her olumlu görüşün dikkate alınacağını belirtti. Toplantı komisyonun toplanacağı tarihin ve komisyona katılacak kurum isimlerinin belirlenmesiyle sona erdi.

2010 İstanbul AKB Komitesi'nde Sulukule Toplantısı 6 Kasım 2007




3 Kasım Sulukule Yardımlaşma Yemeği













































SULUKULE DAYANIŞMA YEMEĞİ
Cuma akşamı pazarları dolaşıp arta kalan, atılan, kalpten kopan zerzevatları topluyoruz. Sulukule'ye taşıyoruz. Sulukule'de toparladıklarımızı temizleyip ayıklayıp doğrayıp dergahın mutfağında pişirmeye başlıyoruz! Cumartesi günü ise paylaşıyoruz, hep beraber yiyoruz.
Nasıl??
Pazarcılara Sulukule'de olanları anlatacağız ve satamadıkları neleri varsa isteyeceğiz. Atılan ama aslında yenilebilebilecek durumda olan sebzeleri değerlendirip hem karnımızı doyuruyoruz hem yiyecekleri geri dönüşüme sokuyoruz hem de işin içine para sokmuyoruz. Böylece insanları da durumdan haberdar ediyoruz.

Hayal
Bunun düzenli hale gelmesi çok mümkün, bir adım ötede. İstanbul'da hergün 30 Pazar kuruluyor. *Hergün üç pazardan bu şekilde toplandığında buraya bedava sebze gelebilir*. Tek yapcağımız pazarcılardan satamadıklarını atmamalarını; ayırmalarını istemek, onlarla anlaşmak.

5 Kasim'da Milletvekilleri Sulukule'deydi.





5 Kasim'da Sulukule'de milletvekillerinin oldugu bir basin toplantisi yapildi.
CHP Milletvekili Cetin Soysal, Bagimsiz Milletvekili Ufuk Uras,
AKP Milletvekili ve Meclis Insan Haklari Komisyon baskani Zafer Unsal,
ve bolgeyi secim oncesinde de ziyaret eden Baskin Oran bu toplantiya katildi.
Bolge halkini dinlediler ve goruslerini dile getirdiler.

CHP Milletvekili Cetin Soysal sulukule latformunu ve bolge halkini meclise davet etti.
Meclis Insan Haklari Komisyonuna dilekcelerini yazan halk, dilekceleri iletmek uzere Cetin Soysal'a iletti. Haftaya da meclise ziyaret gundemde olacak.

2 Kasım 2007 Cuma