30 Eylül 2013 Pazartesi





"Sulukule'nin Adını Değiştirebilecekler mi?" 
Bir kentsel mücadele süreci. 13. İstanbul Bienali'nde.
İstanbul’da büyük ölçekli kentsel dönüşüm­leri başlatan sürecin
ilk uygulama alanı, dünyanın en eski Roman yerleşimlerinden 
olan Sulukule mahallesiydi. Dünya Miras Alanları’ndan, 
İstanbul kara surlarının koruma bandında yer alan Sulukule, 
hem kentsel dönüşüm politikaları ve uygula­malarının habercisi 
oldu, hem de Sulukule Platformu’nun geliştirdiği yenilikçi kent 
mücadelesi pratiğiyle gündeme geldi.
Sulukule Platformu üyeleri Sulukule’nin adını değiştirebilecekler 
mi? (2007-2013) diye sorarak, bu dönüşüm süreçlerini aktarıyor. 
Platform’un yatay, açık ve pozitif eylemliliği benimseyen yapısını 
ve yıkımdan sonra da toplulukla ilişkileri sürdürerek yürüttüğü 
dönüştürücü, destekleyici faaliyetlerini tartışmaya açıyor. 
“Bir kentsel mücadeleyi başarılı ya da başarısız kılan nedir?” 
sorusunu hem kendine, hem izleyenlere soruyor.
Yıkılıp yok edilen “yer”in kapsadığı yaşam gücü, uğruna verilen 
mücadelenin toplulu­ğa kazandırdığı yeni değerler ve gerçekleş­tirdiği
dönüşüm toplumsal belleğe kazınır, yeni pratiklerin referansı olarak
geleceğe taşınır. Sulukule ismi de artık yeni mücadele pratiklerinin 
de temel referanslarından birini oluşturuyor. Sulukule Mücadelesi’nin
yansımaları Gezi Direnişi’nin ardından hiç şüphesiz tekrar önem kazanıyor.
Sulukule’de yıkımlar, 2007 yılında başladı. Mimarlar Odası, Şehir 
Plancıları Odası ve Sulukule Platformu projenin iptali için İdare
Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı 
vermedi. Ancak 2012’de Fatih Belediyesi İdare Mahkemesi’nin 
verdiği nihai kararda proje kamu yararı olmadığı gerekçesiyle 
iptal edildi. Bu arada bütün binalar yıkılmış, yeni evler neredeyse 
bitmişti. İptal kararına rağmen proje tamamlandı. Evlerinden edilen
Sulukuleliler mahalleyi terk etmediler. Yıkılan evlerinin hemen 
yanındaki sokaklara yerleşip yaşamaya devam ediyorlar. Platform 
çalışmaları kapsamında müzik ve dans eğitimi veriliyor;
100 dolayında çocuğun okulla olan bağlarını sürdürmeleri sağlanıyor,
kadınlara meslek becerisi kazandırılıyor. Sulukulelilerin yeni bir nefesle ait 
olduk­ları yerde başlattıkları yeni hayatlarının yanında yenileme 
projesinin yarattığı yeni sitenin tanımsızlığı kentsel dönüşüm 
olgusunun nafileliğini sergiliyor.
Sulukule’nin adını değiştirebilecekler mi? Sulukule sürecini ve 
devam eden mücadeleyi bir zaman çizelgesinde sunarken yıkımla 
kaybolanı ve yeni doğanı tartışıyor, bu sürecin kilit nok­talarını 
aktarıyor. Kent hakkı, barınma hakkı, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, 
kültürü-kimliği ile yaşama hakkı, soyut ve somut mirasın korunması 
ve hukukun işleyişi alanında iktidarın ve Platform’un karşılıklı olarak 
attığı adımlar, sorular eşliğinde irdeleniyor.

Can They Rename Sulukule? 
An Urban Struggle Process, in 13. Istanbul Biennial.
The first target of large-scale urban trans­formation in Istanbul 
was the Sulukule neighbourhood, one of the oldest Roma settlements
in the world. Located within the conservation zone of the World 
Heritage Site Istanbul city walls, it was not only the harbinger of 
urban transformation policies and implementations, but also became 
renowned through the innovative urban struggle practice developed 
by the Sulukule Platform.
By asking Will they be able to change the name Sulukule? 
(2007-2013), members of the Sulukule Platform discuss these 
processes of transformation, and open to debate the platform’s
own horizontal and open structure and transformative activities that are 
not restricted to the demolition of the residents’ homes, and 
practiced in interaction with the community. The platform poses 
the question ‘What renders an urban struggle successful, 
what makes it a failure?’ both to itself and to the audience.
The life force of the demolished ‘place’, the new values 
society gains through the struggle, and the ensuing transformation 
are ingrained in memory, and transmitted. Thus, the name Sulukule 
now forms a fundamental reference in new struggle practices. 
The impact of the Sulukule Struggle has no doubt gained fresh 
importance following the Gezi Resistance.
Demolition in Sulukule began in 2007. Chamber of Architects, 
Urban Planners, and the Platform had appealed to the Administrative 
Court for the cancellation of the project. The court did not grant a 
stay of order. In 2012, the local court revoked the joint project on
the grounds that it was ‘not in the public interest.’ Meanwhile, new houses 
had nearly been completed. Despite the court decision, the houses 
were handed over to their owners. The people of Sulukule who had 
been forced out did not leave the neighbourhood. They have 
settled in streets closest to their demolished homes. Through 
the Platform’s activities, children get music and dance classes, 
academic support; and women get vocational training. 
The new lives of the people of Sulukule, launched with 
new spirit right beside their former homes, when juxtaposed
 with the soulless new housing project built by the regeneration 
project, demonstrates how futile the implementation of urban 
transformation is.
Will they be able to change the name Sulukule? presents 
the Sulukule process and the ongoing struggle via a timeline 
to trigger a debate on what was lost in the demolition, and 
what has emerged anew, transmitting the key points of the 
process. Further topics of exploration include the right to 
the city, the right to housing and property, the right to 
education, the right to cultural identity and the legal 
negotiation between the government and the Platform.

Fotograflar: Nejla Osseiran

25 Eylül 2013 Çarşamba

Yeni yapılan Binalar Boş, Kiralık veya Satılık, Kimse koşup gelip yerleşmedi bu şahane yerleşim yerine

Sulukule: Bir dokun bin 'ah' işit

Yeni Sulukule'de ilk aylarını tamamlayan eski Sulukuleliler anlattı. Borçlar giderek artıyor ama evlerde hâlâ doğalgaz, telefon, internet ve su yok.
 
 

Fatih Belediyesi’nin, kararın yürütmesinin durdurulması istemi Danıştayca reddedildi.

SULUKULE projesinin geçen yıl “kamu yararına uygun değil” denilerek iptal edilmesinin ardından, Fatih Belediyesi’nin, kararın yürütmesinin durdurulması istemi Danıştayca reddedildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24562232.asp

16 Nisan 2013 Salı

12 Kasım 2012 Pazartesi

Sulukule evleri duble borca battı


Sulukule'de yeni yapılan evlerden hak sahibi olmayı başarabilen 50 aile şimdi de borçlarının ikiye katlanacağı haberiyle sarsıldı. Beş yıl önce evleri yıkıldı, tapularını 'eski mahallede yepyeni bir ev' beklentisiyle TOKİ'ye devrettiler. Sonra ön sözleşmeler imzalandı: Herkese istediği dairenin metrekaresi soruldu, bu evlerin yaklaşık bedeli metrekare başına 1250 liradan hesaplanarak sözleşmeye yazıldı. Evi yıkılan 900 hissedardan yeni projeye talip olanların sayısı 50 aileyi geçmiyordu. Projeye dışarıdan giren birçok ünlü isim basında geniş yer buldu. Sonunda Sulukuleli hak sahiplerine istedikleri büyüklükte ev verilmeyeceği ortaya çıktı, "Hangi evi alacağınız kurayla belirlenecek" dendi. Kura sonucunda birçok hak sahibine talep ettiğinden küçük daireler düştü.

TOKİ: 'En büyük hata sözleşmede fiyat belirtmemizdi'


Hak sahibi sıfatıyla aradığımız TOKİ'den bir yetkili fiyatların netleşmediğini belirterek "Sözleşmenizde yazan fiyatla aynı olmayacak, maliyetler ilk başta yapılan hesabın yaklaşık iki katına çıktı. Orada önceden tahmin edilemeyen birtakım arkeolojik kazıların yapılması icap etti. Arsa kamulaştırma bedelleri de yüksek çıktı. Haliyle ilk başta tahmin edilen fiyat tutturulamadı ama ne kadar yükseleceği belli değil. Sözleşmelerde en büyük hata fiyat belirlememiz oldu. Hiçbir inşaatın fiyatını önceden tahmin edemezsiniz" diye konuştu. Yetkili, sözleşmelerin 14 Kasım'da imzalanacağı yönünde karar verildiğini ancak bunun tekrar ertelenebileceğini belirterek "Sözleşme tarihi tekrar ertelenmezse fiyatlar o gün belli olur" dedi. Bu bilgiler üzerine TOKİ'yi bu kez Radikal adına aradık. TOKİ'yi bir kez Radikal adına aradık. Ancak TOKİ'den de Fatih Belediyesi'nden de sorularımıza yanıt gelmedi.




http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1107479&CategoryID=77

13 Eylül 2012 Perşembe

İki Ayda Kamu Yararı Nasıl Sağlandı?

Mahkemenin iptal ettiği Sulukule için yeni bir avan proje Belediye Meclisi'nden geçti. Mimar Kıyak, avukat Küey ve CHP meclis üyesi Yedekçi, kamu yararı gözetilmediği için iptal edilen bir projenin iki ay içinde düzelemeyeceğini söylüyor.

http://bianet.org/bianet/kent/140556-iki-ayda-kamu-yarari-nasil-saglandi

Haklıydık ve Haklılığımız Hukuki Olarak Belgelendi

Hacer Foggo ile söyleşi

Sulukule Platformu olarak iptal kararını nasıl yorumluyorsunuz?

Öncelikle tarihi bir karar olduğunu söylemek gerekiyor. Yaklaşık altı yıldır Sulukule Platformu olarak Sulukule’de mücadele ediyoruz. Altı yılın sonunda, geç de olsa böyle bir kararın verilmesi, kamu için yararlı bir proje olmadığına yönelik bir ‘karar’ çıkması bütün sürecin en önemli kırılma noktası. Çünkü 2006 senesinde insanların evlerine dağıtılan tebligatın üzerinde “önce insan” yazıyordu. O dönemi çok iyi hatırlıyorum… Söz konusu tebligatla mahalle sakinleri gruplar halinde Fatih Belediye’sine çağırılmış ve bir çırpıda, Sulukulelilere proje anlatılmıştı. Bu ilk toplantıda insanlar aslında ne olduğunu, ne olacağını tam olarak anlamamışlardı... Üç farklı seçenek sunulmuştu: ya evlerini satacaklardı ya evleri kamulaştırılacaktı ya da Sulukule’de yapılacak lüks konutlardan birini satın alacaklardı.

http://www.yapi.com.tr/HaberDosyalari/Detay_hakliydik-ve-hakliligimiz-hukuki-olarak-belgelendi_1951.html?HaberID=92167

23 Haziran 2012 Cumartesi

Mimarlar Odası'ndan Topbaş ve Demir'e İhtarname

İhtarname’de “İdarenin idari yargı yerlerinin kararları doğrultusunda işlem tesis edilmesi ve/veya eylemde bulunması için bir hazırlık yapması gerekmiyorsa, anılan Mahkeme kararında olduğu gibi anılan mahkeme kararı derhal uygulanabilir, en fazla birkaç saatlik işlemle yerine getirilmesi sağlanabilir nitelikteyse anılan kararın gereği gecikmeksizin ve derhal yerine getirilmelidir” denildi.
Sulukule’de yapımı tamamlanan binaların kura çekimi ile hak sahiplerine dağıtma girişimlerinin de hukuka aykırı olacağının belirtildiği İhtarname’de “İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2009/758 Esas ve 2012/783 Karar sayılı kararı ile iptal edilen İstanbul İli, Fatih İlçesi, Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri (Sulukule) Yenileme Alanına yönelik hazırlanan Yenileme Avan Projesine dayanılarak tüm uygulamaların, tüm inşai faaliyetin durdurulmasını ve özellikle 26.06.2012 tarihinde gerçekleştirileceği duyurulan söz konusu alanda iptal edilen avan projelere dayanılarak yapılan yapılarla ilgili olmak üzere Mustafa Demir’in basında yer alan açıklamalarında belirttiği gibi “… bitmiş evlerin sahiplerinin belirleneceği kura…” çekiminin gerçekleştirilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesi uyarınca suç niteliğinde olacağını ve anılan mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle doğmuş ve doğacak zararlar ile ilgili olarak ilgili idarelerle ilgili yasal yollara başvurulmasının yanı sıra 2577 sayılı Yasanın 28 inci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca muhataplara da tazminat davası açılmak zorunda kalınacağını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de muhataplardan talep edileceğini ihtaren bildiririz” denildi.

 http://www.toplumsol.org/mimarlar-odasindan-topbas-ve-demire-sulukule-ihtarnamesi/

14 Haziran 2012 Perşembe

Dönüşürken Korunabilirdi

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1091069&CategoryID=77


Oysa, 2010 yılında, Sulukule için hem 5366 sayılı yasa hem de kamu yararına uygun bir proje hazırlanmıştı. Sulukule Atölyesi adı verilen grupta, 60 akademisyen, çeşitli disiplinlerden konusunun uzmanı meslek insanı (şehir plancısı, mimar, sosyolog, antropolog, hukukçu, yerel ekonomik kalkınma uzmanı, psikolog vs.) sanatçı ve Sulukule’yi dert edinenler yer aldı.


Ekip Sulukulelilerin katıldığı, çok aktörlü, demokratik, şeffaf bir planlama süreciyle, zorla yerinden edilmiş mahalle sakinlerinin geri dönmesini amaçlayan ve Roman kültürüne saygılı bir proje hazırladı.

Dönüşürken korunabilirdi

‘Alternatif Sulukule projesi’ o dönemde TOKİ’ye, Fatih Belediyesi’ne, koruma ve yenileme kurullarına sunuldu. Ancak proje kâğıt üzerinde kaldı. Atölye gönüllülerinden, Şehir Plancısı Yrd. Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu “Saha çalışmasıyla bölgede 5 bin civarında Roman vatandaş olduğunu tespit ettik. Yeni yatırım yapan 600 aile vardı. 600 ailenin başka bir yere yönlendirilmesini talep ettik, mümkün olmadığını söyledikleri için farklı tipte konutlar üretildi: yatırımcılar için ayrı, Roman vatandaşlar için ayrı” diye konuştu.

Çavuşoğlu, bitmek üzere olan ‘Osmanlı Evleri’ için ise “Mahallelinin bunların içinde yaşaması mümkün değil. Onların planında 5 yıldızlı otel ve AVM var, bizimkinde ortak lokanta ve Roman kültür merkezi” dedi.

“BU SAATTEN SONRA ZOR”

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “Çok gecikmiş bir yargı süreci. Yargının bunları, bu saatten sonra durdurması çok zor. Herhalde duruma uygun yeni plan çalışması, yeni bir karar süreci yaşayacağız” dedi.
Bilirkişinin şu anda iptal edilen projeye eleştirileri:

1- Özgün ada morfolojisi ve sokak dokusu korunmamış.

2- Mevcut sokak dokusu ve tescilli yapılara uygun olmayan yapı tipolojisi oluşturulmuş.

3- Mevcut durumda kamuya ayrılmış alanlar projede yapılaşmaya açılmış, sokak kesitleri büyütülmüş.

4- Yeşil alan ve parklara yer verilmemiş.

5- UNESCO’nun belirlediği Sur Koruma Bandı Avan Proje’de yarıya inmiş.

Proje İptali Hakkında Basında Çıkan Haberler



FATİH Belediye Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine Sulukule projesinin iptaline ilişkin açılan üç ayrı dava, aynı gerekçelerle kabul edildi ve işlemin iptaline karar verildi. İstanbul Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ile Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği tarafından açılan, İstanbul 4’üncü İdaresi’nde görülen üç ayrı davada, Sulukule projesinin SİT alanı üzerine, Koruma Bölge Kurulu kararlarına aykırı olarak inşa edildiği, Romanlar’ın mülkiyet hakkının ihlal edildiği savunuluyor ve projenin iptali isteniyordu. Her üç dava da oybirliğiyle kabul edilerek, projenin iptaline karar verildi.

 http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20748277.asp

 Sulukule Roman Derneği’nin avukatı Hilal Kuey ise idari yargıda mahkeme kararının tebliğ edildiği anda uygulanmak zorunda olduğunu belirterek “Projenin şu an durması gerekli” dedi. Kuey, “Artık bu inattan vazgeçilmesi ve hukukun gereğinin yerine getirilmesi lazım. Yasaya ve kamu yararına uygun yeni bir proje yapılmalı, zarar gören insanlara hakları teslim edilmeli” diye konuştu.
AİHM, 2010’da mahallelinin yaptığı başvuruyu iç hukuk yolları tükenmeden kabul etmişti. Sulukulelilerin AİHM başvurusunda 41. madde uyarınca tazminat talebi de bulunuyor.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1090961&CategoryID=77

"Kamu yararı yok; çünkü kamuya sormadılar"

Sulukule Platformu' ndan Hacer Foggo, başından beri "bu proje kamu yararına aykırıdır diyorduk; şimdi onaylanmış oldu" diyor.
"Kamu yararına aykırıdır çünkü kamu yani Sulukulelilerden hiçbir fikri alınmadı ve büyük bir mağduriyet yaşandı. Yoksullar daha da yoksullaştı."

 http://www.bianet.org/bianet/toplum/139030-sulukuleye-iptal-karari

 Fatih Belediye Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine Sulukule projesinin iptaline ilişkin açılan üç ayrı dava, aynı gerekçelerle kabul edildi ve işlemin iptaline karar verildi. 

 http://www.ntvmsnbc.com/id/25357694/

13 Haziran 2012 Çarşamba

Sulukule Projesine İptal kararı verildi

Basın Duyurusu ve Basın Açıklamasına Çağrı

Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri (Sulukule) Yenileme Alanı ile ilgili olarak Şubat 2008’de açtığımız davada ilgili İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından; avan projelerin kamu yararına uygun olmadığı gerekçesi ile oybirliği ile iptal kararı verilmiştir. Ancak, ne yazık ki bu önemli karar gecikmiş bir karar olarak hukuk tarihimize geçecek ve özellikle kent davaları için yürütmeyi durdurma kararlarının ne denli önemli olduğunun altı bir kez daha trajik bir biçimde çizilecektir. Bilindiği gibi 1985 yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan kara surları koruma bandını içeren, Osmanlı döneminde Edirnekapı ve Sulukule olarak adlandırılan ve 1050 yıllarından beri yaşayanlarının kültürel özelliklerini koruduğu ve bu anlamı ile toplumsal zenginliğimizin uluslararası düzlemde de sesini duyuran, doğal, tarihi, kültürel ve arkeolojik mirasımız açısından son derece önemli konumda olan Sulukule; 5366 sayılı yasa kapsamında 22.4.2006 gün ve 26147 sayılı ve 13.10.2006 gün ve 26318 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla “Yenileme Alanı” olarak ilan edilmişti. Ardından; gerek bölge halkı gerekse ilgili bilim insanları, hukukçular, bölge halkı, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşların tüm ısrarlarına karşın 5366 sayılı yasanın bütün çelişkilerini taşıyan yenileme avan projeleri ilgili kurulunun 2.11.2007 tarih 20 sayılı kararı ile onaylanmıştı. Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu ve Avrupa Kentsel Şartı, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR) Sözleşmesi, UNESCO ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları’na da aykırı olarak bölgeyi tarihi kimliğinden, kültüründen ve oluşmuş tüm değerleriyle bir bütün olan yapısından soyutlayarak basit bir yenileme mantığıyla yok eden bu sosyal dışlama ve kentsel ranta el koyma projeleri hakkında meslek odamız başta olmak ulusal ve uluslararası KURUM VE KURULUŞLARDAN GELEN hiçbir uyarı ve İTİRAZA UYULMAMIŞTIR. Bu nedenle gerek Sulukule ile ilgili yenileme avan projelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali, gerekse bu projelerin ortaya çıkmasına neden olan 5366 sayılı yasanın iptali için konunun idari yargı tarafından Anayasa Mahkemesine taşınması isteği ile idari yargıya başvurulmuştur. Ancak ne yazık ki henüz yargı süreci devam ederken Sulukule’de yıkımlar başlamış ulusal ve uluslararası bütün tepkilere rağmen özellikle bu alanda yaşayan kiracılar ve yoksullar için hiçbir sosyal ya da insani önlem almadan 2009 Mayıs ayında “Çevik Kuvvet” eşliğindeki belediye ekipleri, içinde halen insanların yaşadığı evleri, eşyalarıyla birlikte yıkıp binlerce yıllık Sulukule yaşam alanını yok ederek molozlarla kaplı inşaat alanına çevirmişlerdir. Yıkım süreci ve sonrasında yaşananlar ise 2010 Dünya Kültür Başkenti unvanını taşıyan İstanbul için acı bir ironi olarak tarihe geçmiş bulunuyor. Şubat 2008’de açtığımız davanın bilirkişi incelemesi Kasım 2009’da gerçekleşmiştir. İstanbul 4. İdare Mahkemesi 02.06.2009 gün, 2009/758 esas sayılı kararı ile yürütmeyi durdurma talebimizi gerekçesiz olarak reddetmiş, bu karara itiraz edilmiştir. Bu arada TOKİ 2009 yılının Eylül ayında yenileme avan projeleri ile inşaat ihalesine çıkmış; 6 Ekim itibariyle de Sulukule inşaat firmasına devredilmiştir. Bütün ulusal ve uluslararası bilimsel ve toplumsal karşı çıkışlara karşın yargı süreci inanılmaz bir biçimde ve bilerek savsaklanmış, hukukun temel ilkeleri dahi askıya alınmış ve tarihi, kültürel ve Arkeolojik olarak uluslararası önem taşıyan bir kent parçası içinde yaşayanlar ile birlikte yok edilerek hukuksuzluğun ve kültürel yıkımın simgesi olacak yapılar ile doldurulmuştur. Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri (Sulukule) Yenileme Alanı ile ilgili olarak Şubat 2008’de açtığımız dava ile ilgili İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından; avan projelerin kamu yararına uygun olmadığı gerekçesi ile oybirliği ile iptal kararı verilmiştir. Ancak, ne yazık ki bu önemli karar gecikmiş bir karar olarak hukuk tarihimize geçecek ve özellikle kent davaları için yürütmeyi durdurma kararlarının ne denli önemli olduğunun altı bir kez daha trajik bir biçimde çizilecektir. BU ÖNEMLİ KARAR VE GELİŞMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE AYRINTILI BİLGİLENDİRME İÇİN DEĞERLİ BASIN ÜYELERİ VE TÜM İLGİLİLERİ, 13 HAZİRAN ÇARŞAMBA GÜNÜ SAAT 11.00’ DE TMMOB MİMARLAR İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ KARAKÖY BİNASINDA BASIN AÇIKLAMAMIZA DAVET EDİYORUZ.

Saygılarımızla. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

12 Mart 2012 Pazartesi

Bilirkişi üçüncü kez "Yapılan inşaat kamu yararına değil. Tarihi doku da korunmadı" dedi






Bilirkişi, 2010 Ekim tarihli ilk raporunda bölgenin ‘1/5000 ölçekli koruma planının olmadığını’ vurgulamış ve koruma planı olmadan projenin yapılmaması gerektiğini belirtmişti. Bunun üzerine mahkeme bilirkişiden projeyi 5366 sayılı kanun yönünden de değerlendirmesini talep etmişti. Projeyi bu yönden inceleyen bilirkişi, ikinci raporunda projeyi 5366 sayılı kanunun amaçlarına ve kamu yararına uygun bulmadığını belirtti.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1081464&CategoryID=77

Derneğin avukatı Hilal Küey, "Üç bilirkiş raporu da projeyi hukuka aykırı buldu. Aslında mahkeme daha ilk raporda yürütmeyi durdurma kararı verebilirdi ama vermedi; inşaatlar neredeyse bitti. Ancak mahkeme son aşamaya geldi; yürütmeyi durdurma ya da doğrudan projeyi iptal etme kararı çıkmalı" diyor.

http://bianet.org/bianet/toplum/136851-sulukule-ne-yana-duser

fotoğraflar Najla Osseiran

13 Ocak 2012 Cuma

Sulukule en az kendisine benziyor

http://video.cnnturk.com/2012/yasam/1/11/sulukule-en-az-kendisine-benziyor

7 Ocak 2012 Cumartesi

Kura Şoku

Sulukule'de evleri yıkılan 900 hissedardan yaklaşık 50'si 640 dairelik projede hak sahibi. Onlar da 'kura şoku' yaşıyor: Kandırıldık.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&Date=&ArticleID=1074812&CategoryID=77

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/19626951.asp

http://www.ntvmsnbc.com/id/25312143/

6 Ocak 2012 Cuma

Ganimet toplama Zamanı : 70-100 bin TL'den alınan daireler şimdi 450 bin lira!

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1074199&Date=01.01.2012&CategoryID=80

15 Aralık 2011 Perşembe

Sulukule Reklamları

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1071380&Yazar=JALE&Date=03.12.2011&CategoryID=101

3 Aralık 2011 Cumartesi

26 Kasım 2011







fotoğraflar : Najla Osseiran

10 Kasım 2011 Perşembe

The Guardian : Turkish Roma make way for property developers in historic Istanbul district

http://www.ntvmsnbc.com/id/25296298/

'Sulukule'de kentsel dönüşüm rantı'

Guardian muhabiri Constanze Letsch imzalı haberde, Sulukule'deki kentsel dönüşüm projesiyle Romanların yaşamları ve bölgedeki rant ele alındı.

Yüzlerce Sulukulelinin evlerinden edilmesiyle boşaltılan alanda inşa edilen yeni villaların satışa çıktığına dikkat çeken Guardian muhabiri, tarihteki en eski kalıcı Roman yerleşimlerinden Sulukule'deki projenin 2005 yılında uygulamaya geçildiğini hatırlatıyor.

Dünya çapındaki protestolar, UNESCO'dan gelen uyarı ve projenin durdurulması için açılan davalara karşın, zorla tahliyelerin ve yıkımların 2008'de başlatıldığı kaydediliyor.

Şimdi ise, bin yıldan uzun süredir Roman toplumuna ev sahipliği yapan yerde 640 "Osmanlı tarzı" villa inşa edildiği belirtiliyor.

http://www.guardian.co.uk/world/2011/nov/09/sulukule-roma-housing-row-istanbul?newsfeed=true

Turkish Roma make way for property developers in historic Istanbul districtSulukule 'urban regeneration' programme sees new townhouses advertised at 10 times the price paid to evictees

As property deals go, it leaves a lot to be desired. But then the hundreds of Roma families living in the heart of Istanbul don't have a lot of choice in the matter. An "urban regeneration" scheme that turfed thousands of Roma out of their historic settlement in Sulukule is now advertising new townhouses in the district at almost 10 times the price paid to the evictees. The Turkish authorities are being accused of deliberately driving out the Roma in the name of town planning.

The saga began in 2005 when the ruling AKP authorities decided that Sulukule, one of the oldest permanent Roma settlements in the world, and situated in the Istanbul district of Fatih, was to become an Urban Renewal Zone. It was part of a drive to expropriate property in dilapidated areas to boost modernisation – in part for safety reasons, in what is an earthquake-prone part of the world.

The 3,400 Roma living in Sulukule were forced to sell their homes for 500 Turkisl Lira (£175) per sq metre to private investors and the Fatih municipality. Despite worldwide protests, a Unesco warning and court cases to halt the project, forced evictions and demolitions started in 2008. Now surrounded by construction fences, 640 "Ottoman-style" townhouses and offices are springing up on the 22-acre (nine-hectare) site that had housed the local Roma population for over a millennium. The price of the new properties? From TL3,500 to TL 4,500 per sq metre.

"It is clear that none of the former residents will be able to afford a flat here," said Sükrü Pündük, President of the Sulukule Roma Cultural Development and Solidarity Association, adding that one in four Sulukule residents lives on TL300 per month. "Most people do not have a fixed income, and live from day to day. This was never meant to be a regeneration project, but a project to generate profit, and to force Roma away from the city centre."

Just outside the construction area Sami Zogun, a former Sulukule resident of more than 40 years, waits for the bus to take him on the one-and-a-half-hour trip to a new development in Tasogluk, a high-rise satellite city constructed on behalf of the public housing development administration, TOKI, roughly 30 miles from the city centre. A single ticket costs TL2.40.

Zogun says that when his friend and landlord sold the 30 sq metre three-storey listed house that he and his wife had inhabited at a modest rent, they moved to Tasogluk, where they must pay TL550 to cover the rent, bills and the commute. His son had to sell his own apartment for the family to afford it.

"If I would have owned that house, I would not have sold them a single needle in it," he says. "To me, our little wooden house was paradise. The new TOKI houses feel like a golden cage. There is no life there; nothing to do."

Lorry driver Metin Ates says that he and his family moved back from Tasogluk a year after they left Sulukule. "It was too expensive for us. We just couldn't make ends meet there." Once a house owner, Ates was unable to buy another property in the area with the money he received for selling his Sulukule house and now lives in a small flat in a neighbouring district with his wife and three children, paying TL500 a month. "They ruined us. They destroyed our community."

Like Ates, all but six of the 300 families that moved to Tasogluk in 2008 came back to Sulukule because they were unable to pay the monthly rates, the bills for gas, water and electricity, and the fares for the journey back to Istanbul in order to secure what is a very modest income – Tasogluk did not offer any jobs at all.

Andrew Gardner, Amnesty International's Turkey researcher, told the Guardian: "Although on paper there is provision for alternative housing in the form of these TOKI houses, we see that the houses which are – on paper – are available to the people displaced from Sulukule are not appropriate, they're not affordable."

He added: "The right to housing does not preclude urban regeneration. But it has to be done respecting [the rights] and wishes of the people living in these areas."

Mücella Yapici of the Istanbul Chamber of Architects says all of Turkey's urban regeneration schemes are centred on house ownership. "Tenants are never even taken into account, despite them being the most vulnerable," she said. While the Istanbul average for renting stands between 20% and 30% of households, the number of tenants in Sulukule topped 50%; many residents were simply too poor to afford their own property.

"Homelessness never used to be a serious issue in Istanbul. But the demolitions and evictions led to a dramatic increase of people with nowhere to go. They are not safer, but more vulnerable in the case of a natural disaster," says Yapici.

"In a way these urban renewal projects which were presented as a remedy to earthquakes cause the same economic and social damage: the forced loss of a person's home, work, and social ties in a neighbourhood."

13 Ekim 2011 Perşembe

Davada Bilirkişi Raporu : Mevcut Proje 5366 sayılı yasaya ve Kamu Yararına uygun değil!

http://bianet.org/bianet/toplum/133365-villalar-bitmek-uzere-ama

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18960914.asp
(Sulukule Yasaya Aykırı)


İNŞAAT BİTMEK ÜZERE AMA...

SAYIN BASIN MENSUPLARI

Fatih belediyesi yok ettiği Sulukule mahallesinde yeni villaların inşaatının bitmek üzere olduğunu gururla açıklarken ve villalar 450-650 bin liradan pazarlanırken, 2007 yılında yenileme projesinin iptali için açılan ve bir türlü sonuçlanamayan davada ikinci bilirkişi raporu yine mahalleliyi haklı buldu.
Projeye karşı, Sulukule Roman Derneği ve mahallelilerin açmış olduğu proje iptal davasında bilirkişi raporu, inşaatı bitmek üzere olan projeyi, 5366 sayılı Tarihi Alanların Yenilemesi ile İlgili Kanun’un amaçlarına ve kamu yararına uygun bulmadı. Yani Sulukule yenileme projesi, dayandırıldığı 5366 sayılı tartışmalı yasaya bile uygun görülmedi.
Üç imzalı rapor özetle:
- UNESCO'nun belirlediği Sur Koruma Bandının Avan Projede yarıya inmiş olduğunu,
- Özgün ada morfolojisi ve sokak dokusunun korunmamış olduğunu,
- Mevcut durumda Kamuya ayrılmış alanların projede yapılaşmaya açılmış, sokak kesitlerinin büyütülmüş olduğunu,
- Yeşil alan ve parklara yer verilmemiş olduğunu,
- Mevcut sokak dokusu ve tescilli yapılara uygun olmayan yapı tipolojisi oluşturulmamış olduğu SAPTAMALARI İLE SULUKULEDE UYGULANAN AVAN PROJENİN 5366 SAYILI YASANIN AMACININ GERÇEKLEŞMESİNE VE KAMU YARARINA UYGUN OLMADIĞINI belirtiyor.
Bilirkişi heyeti daha önce de verdiği birinci raporda, Sulukule’nin 1/5000 ölçekli koruma planı bile yok diyerek projeyi uygun bulmamıştı. Bu iki raporun ışığında, yakında sonuçlanması beklenen davadan mahalleli lehine karar çıkması olası görünüyor. Ama ne yazık ki, mahallelinin başına yıkılan, sakinleri zorla sürülen Sulukule’nin yerinde çoktan yeller esiyor.
Esmekle de kalmıyor, en sosyal proje olarak lanse edilen ve Sulukulelileri daha iyi bir hayat standardına kavuşturmak için yapıldığı iddia edilen proje villaları şimdiden 600 bin liraları aşan fiyatlarla satışa çıkıyor. Belediye Başkanı Mustafa Demir ve proje sorumlusu özel şirket yetkilileri, hukuka aykırılığı ortadayken, davanın sonucunu beklemeden yok edilen mahallenin yerine yapılan villaların inşaatının bitmek üzere olduğunu müjdeleyebiliyor, törenlerle açılış yapmaya hazırlanıyor. (1)
Kamuoyu hatırlayacaktır, mahallenin yüzlerce yıllık sakinleri için yapıldığı iddia edilen proje, aralarında 100-150 yıllık tapuları olan mülk sahiplerini, “ya kamulaştırma, ya anlaşma” diye korkutarak, mallarını satmaya zorlanarak gerçekleştirildi. Belediyenin o tarihlerde takdir ettiği fiyat metrekareye 500 liraydı. Oysa daha o zamanlarda projeye girmeyen komşu sokaklarda metrekare fiyatı 2 bin liraydı. Şimdiyse villaların metrekare fiyatları 5 bin liraları buluyor ve durmadan yükseliyor (2).
“O zaman satanlar şimdi pişman” basitliğinde işin içinden sıyrılmak sadece yalanları örtme çabası, çünkü Sulukulelilerin evlerini güle oynaya değil tehdit, şantaj ve korkuyla satmak zorunda kaldığını, mülklerin 2006’dan sonra el değiştirdiğini bütün dünya biliyor. Satmayıp sonuna kadar direnenlerin akibeti zaten her şeyi açıklıyor: Gülsüm teyzenin, Asım Amcanın dededen kalan 150 -200 yıllık tapulu mülkleri yok pahasına kamulaştırıldı, tarihi evleri acımasızca yıkıldı.
Mustafa Demir hala projenin çok sosyal olduğunda, burada yine eski hak sahiplerinin oturacağında ısrar ediyor ve iki hafta önceki açıklamasında evlerin 65-100 metrekare olduğunu yineliyor(1) ama emlak sitelerinde 150 metrekarelik villalar için verilen ilanlar (2) onu bir kez daha yalanlıyor. Bu fiyatlar ve bu metrekarelerle hangi eski mahalle sakininin oralarda barınabileceğini ise daha fazla söze gerek duymadan kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Demir’in, projenin başlangıç tarihinden bu yana, defalarca sormamıza rağmen, kaç eski mülk sahibinin yeni projeye katıldığını bir türlü açıklamamasına da bir kez daha dikkat çekiyoruz.
İstanbul Sulukule’yi kaybetti, yüzlerce yıllık bir gelenek yok oldu… Ama Belediye Başkanı memnun, yine gururla sırada Ayvansaray Toklu Dede Mahallesi olduğunu müjdeliyor!… Dozerler kapıda…
Umudumuz, Toklu Dede için adaletin Sulukule’deki kadar geç tecelli etmemesi…
SULUKULE PLATFORMU

(1) http://www.sondakika.com/haber-sulukule-osmanli-mimarisiyle-yeniden-hayat-3012029/

http://www.arkitera.com/soylesi/index/detay/sulukule-yenileme-projesi-bir-kentsel-tasarim-calismasi-gibi-algilansa-da-aslinda-planlama-ve-yonetim-organizasyonu-ile-butunluk-arz-eden-bir-surec/218

(2) http://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-toki-nin-istanbul-icindeki-tek-projesi-48916519/detay/

10 Ekim 2011 Pazartesi

Sulukule'de Dudak Uçuklatan Rant

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1065796&CategoryID=77

Sulukule'de kentsel dönüşümden önce evini satan Roman vatandaşlar, kendilerinden 100 bin TL'ye alınan evlerinin yerine yapılan dairelerin 400 bin TL olduğunu görünce isyan etti.

Fatih Belediyesi’nin 2007’de 50-80 bin lira değer biçtiği Sulukule’deki evlerini yatırımcılara satan Romanlar pişman oldu. Romanlar’ın 2007’de 100-150 bin liraya devrettiği evleri alan ve dernek kuran yatırımcılar, kentsel dönüşümden sonra fiyatları 400 bin liranın üzerine çıkardı.

Sulukule’deki evlerini 2007 yılında yatırımcılara satan Roman vatandaşlar inşaat halindeki evlerin fiyatının neredeyse 4 katına çıktığını görünce pişman oldu. Halk arasında Sulukule olarak bilinen Hatice Sultan ve Neslişah Sultan Mahalleleri’ndeki Kentsel Dönüşüm Projesi, Romanlardan ev toplayan yatırımcılara yaradı. 2006-2008 yılları arasında 100-150 bin liraya devredilen evler yeri ve metrekaresi bile belli olmadan 400-450 bin liraya alıcı bulmaya başladı.

Bir dönemin eğlence merkezi olan Sulukule’de hareket 2006 yılında başladı. ‘Deprem riski araştırması yapıyoruz’ diyerek bölgeyi gezen görevliler önce evlerde yaşayanların sayısını ve aileleri öğrendi. Daha sonra belediye yetkilileri ev sahiplerine ve kiracılara kentsel dönüşüm yapılacağı müjdesini verdi. Belediye Roman vatandaşlara daha iyi şartlarda yaşamaları için ev sahibi yapacaklarını söyledi. Bölgede fiyat tespiti yapan Fatih Belediyesi Romanların evlerine metrekare başına 500-800 lira değer biçmişti.

Belediye ne teklif etmişti?
O dönemde konuşan İstanbul Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş söz konusu mahallede 700 hak sahibi bulunduğunu ve bölgenin yüzde 80’inin kiracı olduğunu söylemişti.

Topbaş, “Özellikle kiracı olanlar TOKİ’den kurasız olarak kira bedeli karşılığında ev sahibi olacak. Burada yaşayan insanların yaklaşık 1.2 milyon YTL tutan 1 yıllık kira bedellerini Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi birlikte karşılayacak. Hiç kimse mağdur edilmeyecek. Arzu eden aynı yerden ev sahibi olacak, arzu eden TOKİ’nin başka konutlarından alabilecek, ya da parasını alabilecek” demişti.

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de Fatih, Neslişah ve Hatice Sultan Mahallelerinde, 80 bin metrekare alanı kapsayan projenin sur bandının ve burada yaşayan insanların da rehabilitasyonunu kapsadığını belirtmişti.

Demir, “Proje, burada yaşayan insanların başka yere taşınması projesi değildir” ifadesini kullanmıştı. Sulukule’de evler dönüşüm projesinden önce 5-20 bin lira arasında fiyatlarla el değiştiriyordu. Sulukule’deki evini 2007’de satan ve ismini vermek istemeyen bir Roman vatandaş, “Fatih Belediyesi o dönemde 100 metrekarelik bir evi 50 bin lira saymıştı. Bunun üzerine yeni yapılacak ev için üzerine 125 bin lira daha istediler. Bu parayı ödememiz mümkün değildi. Ödesek zaten Etiler’de otururduk. Onun için evleri yatırımcılara sattık. Belediye 50 bin, müşteriler 100 bin lira veriyordu. Siz olsanız ne yapardınız?” dedi.

Kasım’da kura çekilecek Henüz belediye tapulara şerh koymadan önce neredeyse Roman vatandaşların hepsi evini devretti. Evler asıl primi bu noktadan sonra yaptı. En büyük kârı, Sulukule Mülk Sahipleri Derneği adıyla toplanan yatırımcılar elde etti. Bugün yeri, katı ve metrekaresi bile belli olmayan evlerin tapu hakkı internette 400-450 bin liradan satılıyor.
Henüz kimseye tapu vermeyen TOKİ Kasım ayı içinde evler için kura çekimi yapacak. Evi şimdi alıp bu bedeli ödeyenler TOKİ’ye evin metrekaresine göre ödeme yapacak. Bu tutar da 15 yıl vadeyle ödenebilecek.

‘Roman’ın elinde laptop olur mu? Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği 2006 yılında yıkıma karşı çıkmış yeni evlerin Roman vatandaşlar için yapılmadığını savunmuştu.

Bir dernek yetkilisi, “Kentsel dönüşüm evlerin değişmesiyle mi olur yoksa sosyal olarak insanların kalkındırılmasıyla mı? Bizim alabileceğimiz, kültürümüze uygun fiyatlarla ev yapılmasını istedik. Zenginlere yapıldığı resimlerinden belliydi. Broşürlerinde ellerinde laptop, yanında çocuk arabasıyla gezenler vardı. Elinde laptoplu Roman mı olur? O dönem de burada romanların oturamayacağını söyledik” dedi.
Konuyla ilgili konuştuğunda işlerinin bozulduğunu söyleyen bir yetkili, bölgedeki eğlence ekonomisinin de yok olduğunu, kimsenin para kazanamadığını söyledi. Derneğin verdiği bilgiye göre dönüşüm projesinden sadece 5 aile ev aldı.

‘Hepimiz pişmanız’
‘Hepimiz pişmanız ama mecbur kaldık’ diyen yetkili, şöyle konuştu: “Evlerin yıkılmasından korktuk ve sattık. Oralar bizim için çok değerliydi. Bu projeden önce kimse ev fiyatlarını sormuyordu. Biz burada yüzyıllardır yaşıyoruz. 620 hane yaşıyordu ama 1 hanede 5 aile oturuyordu. En az 5 bin 500 kişi yaşıyordu. Metrekaresine 500 lira dediler ama aşağıdaki sitelerde metrekare fiyatı 5 bin lirayı buluyordu. O dönemde evini devredenler, mahallenin yıkılmayan bölgelerine yerleşti. Sulukule önünde sonunda bizim olacak.”

80 milyon liraya Osmanlı mimarisiyle 640 konut yapılıyor
Yeni projede dünya mirası ve yaşayan kültürün korunması ilke olarak benimsenmişti. Bu nedenle konutlar tarihi yarımadanın kimliğine uygun klasik Osmanlı-Türk mimarisinde inşa edildi. Sulukule Yenileme Projesi kapsamında bölgede 640 konut ve 44 işyeri yapılıyor. Evlerin büyüklüğü 65, 70, 90 ve 100 metrekare arasında değişiyor. İstanbul Belediyesi, Fatih Belediyesi ve TOKİ’nin ortak yürüttüğü projedeki daireler internette 2-4 katlı oldukları için villa olarak satılıyor.

Proje kapsamında evler için geniş ada içi avlular oluşturuldu. Sokaklar da eskiden olduğu gibi 5 metre yerine 15 metre olarak tasarlandı. Surlardan itibaren 2-3 ve 4 katlı binaların altında her daireye 1 araç düşen kapalı otoparklar bulunuyor. Açık zeminler ise tamamen sosyal donatı, yeşil alan, dinlenme, yaya yolu ve çocuk oyun alanı için ayrılmış. Bölgede bir ilköğretim, bir konaklama, eğitim, kültür ve ticaret merkezi olmak üzere projelendirilmiş alanlar da bulunuyor. 12 adanın yer aldığı proje alanı 10 sokak ve 3 caddeden oluşuyor. Yenileme projesinin yüzde 80-85’i tamamlandı.

İnşaat bedeli yaklaşık 80 milyon lira olan projedeki evler hak sahiplerine 2012 yılının Mart ayına kadar çevre düzenlemesi ve altyapısıyla birlikte teslim edilecek. (Vatan)

İnsan Hakkı Olarak Mimarlık fotoğraf yarışmasında Sulukule'den bir fotoğraf ödül aldı

Sevgili Najla Osseiran'ın "Son Bir Hatıra, Sulukule" adlı fotoğrafı İstanbul Mimarlar Odası'nın açtığı, 2012 Ajandası için açılan " İnsan Hakkı olarak Mimarlık" yarışmasında ödül kazandı.

19 Eylül 2011 Pazartesi

Yaşam Gazetesi'nde Şükrü Pündük ile Röportaj

Sulukule'ye Geri Dönüşler Başladı

Sulukule’de gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesi kapsamında evleri yıkılarak Taşoluk'ta toplu konutlara yerleştirilen Roman vatandaşların birçoğu tekrar eski yaşadıkları yere döndü

http://www.extrahaber.com/haber.php?haber_id=17238

28 Ağustos 2011 Pazar

6 Haziran 2011 Pazartesi

4 Haziran 2011- Yenilenen İstanbul

Cumartesi günü Sulukule Platformu'ndan birkaç arkadaş eski mahalleden geriye kalan,bütün zorluklara rağmen yok edilmeye direnen son bir kaç evden bir tanesi olan Pembe Evi ziyarete gittik.

Sokaklarıyla, insanlarıyla, yüzlerce yıllık yaşanmışlığıyla capcanlı mahallenin yok edilip yerine ruhsuz site tarzı binaların yükseliyor olması karşısında bir kez daha ne diyeceğimizi bilemedik.







fotoğraflar : Najla Osseiran

26 Mayıs 2011 Perşembe

TÜM SİYASİLERE KARAR VERİCİLERE VE KAMUOYUNA

TÜM SİYASİLERE KARAR VERİCİLERE VE KAMUOYUNA

Ülkemizin Seçim atmosferinde vaatlerin bol verildiği demokrasi adına neredeyse herkesin bol keseden attığı bu dönemde hiç bir seçim beyannamesinde ve söylemde Romanlara yönelik bir Politika göremedik, duyamadık. Gündemin bu kadar karışık, algıların her alana çekilmeye müsait olduğu bu zeminde, amacımız yeni bir karışık gündem yaratmak değil, sorun alanlarını tespit etmek ve politika üretenleri farkında olmaya davet etmektir.

Dezavantajlı bir gurup olarak tüm dünyada tanı konulmasına rağmen halen bizi dezavantajlı görmeyen bir irade vardır.

Ulusal istihdam strateji taslağı hazırlanırken de dezavantajlı görülmedik, Açılım popülasyonunda da görülmedik, Partilerin seçim beyannamelerinde de, söylem ve vaatlerde de görülmedik.

Sanki hiç sorunumuz yokmuş gibi sistem de üç maymunu oynuyor, siyasetçiler de.
Spesifik yaklaşım gösterdiğiniz bazı sorun alanlarına gösterdiğiniz ihtimamı, Romanlara da gösterin. Çünkü biz sizlerle eşit değiliz. Bütüncül bir yaklaşımla ele aldığınız politikalarla Sanayileşmiş Toplumla aramızın çok açık olduğu 2011 Türkiyesinde Romanların sorunlarına el atmazsanız sonuç odaklı çözüm önerilerinizi ortaya koymazsanız bizi kandırdığınız algısı uyandırıyorsunuz.

Her seçimde Yok saydığınız seçilecek bir sıradan aday koyamadığınız Romanlar da bundan ders çıkarmalı ve bir daha ki seçime kendi bağımsız adaylarını çıkarmalıdır. Sistemde eritemiyorsanız Romanlar da kendini ifade edecek yolları aramalı, artık mızrak çuvala sığmıyor.

Kentsel dönüşüm projelerinizde yerinde yapılandırma ile dokumuzun bozulmayacağına hangi parti söz veriyor. Tam tersine TOKİ ve Büyükşehir Belediye Kanunu'nun verdiği yetkilerle gözünüz Roman mahallelerinde. Roman Mahalleleri rant alanınız Toplumumuz da bunu göremiyor ve bir duruş gösteremiyor. Bu yüzden dezavantajlıyız, sistem de bunu iyi kullanıyor siyasiler de.

Artık Yeter DOSTA !!!

Abdullah CISTIR
İzmir Romanlar Sosyal Yrd ve Day Der Bşk
TEL 05388127320-05072753089

7 Ocak 2011 Cuma

Sayın Aziz Üstel, Neden durup dururken Sulukule hakkında yazdınız?

http://www.stargazete.com/istanbul/yazar/aziz-ustel/eski-sulukule-ye-uzanalim-320855.htm

Sayın Ustel,
Neden durup dururken Sulukule hakkında bir yazı yazdığınızı anlayamadık.
Gazetedeki köşenizde birkaç kalem hareketi ile kolayca yazdıklarınızın orada yaşananlara ve şimdi tamamen ortada olmayan mahalleye saygısızlık olabileceği aklınıza gelmiyor mu?
Sulukule'nin yenileme projesinden önce bir Sit alanı olduğunu biliyor muydunuz? Tarihi olarak koruma altına alınmıştı. 4 kuşaktır orada yaşayan aileler vardı. Uluslararası sözleşmelere ve Unesco'ya göre Somut ve Soyut Kültürel Miras olarak korunması gerekiyordu.
Orası tapuluydu. Tapuların birkaç tanesi osmanlıcaydı.
Araştırma yapmaksızın, tek taraflı, böyle bir yazıyı neden yazdığınızı, kim için gazetecilik yaptığınızı da anlayamadık?
Size gerçekleri anlatabilmek icin oturup sayfalarca yazabilirdik ancak bunun yerine sizi Sulukule'den Gülsüm Abla ile buluşturmayı yeğledik.
Umarız Gülsüm'un diline kulaginizi, acısına yüreğinizi açarsınız.
Najla Osseiran 'ın Canım Sulukule filmini (http://canimsulukule.blogspot.com/) izleyip, daha geniş kapsamlı,tarafsız ve duyarlı düşünebilmeniz dileğiyle
İyi çalışmalar/ Sulukule Platformu

16 Aralık 2010 Perşembe

Pembe Ev'in Avlusu yıkıldı






http://video.ntvmsnbc.com/pembe-ev-kurtulacak-mi.html

http://www.fatihhaber.com/sulukule-sezer.htm

Sulukule'deki KUDEB'in desteğiyle onarılan Pembe Ev'in avlusu ve duvarları Kurul kararıyla yıkıldı. Sulukule Platform'undan Aslı Kıyak Ingın ve evin sahibi Sezer Hanım günlerdir kurul, belediye, savcılık, mahkeme ve başvurulacak her yere başvurdular ne var ki sonuç değişmedi. Sulukule Gönüllüleri Derneği'nden yapılan açıklamada şunlar belirtildi:

"Belediye uzun suredir ev sahiplerini evi boşaltmaları konusunda sıkıştırıyordu. Bahçe duvarının yıkılmasıyla ev ve sahipleri korumasız durumda kaldılar. Alandaki tescilli evlerin hepsi onarılamayacak biçimde tahrip olmuş durumda. Bunlarla ilgili Yenileme Kurulu'na ve Kültür Bakanlığı'na yazdığımız uyarılar da dikkate alınmamıştı zamanında..."

9 Aralık 2010 Perşembe

SULUKULE DAVASINDA BİLİRKİŞİ MAHALLELİYİ HAKLI BULDU

http://video.ntvmsnbc.com/roman-gitti-rapor-geldi.html

SULUKULE DAVASINDA BİLİRKİŞİ MAHALLELİYİ HAKLI BULDU AMA İNŞAAT HIZLA SÜRÜYOR

Sulukule yenileme projesi aleyhine açılan davalar devam etmesine rağmen, Fatih Belediyesi'nin yok ettiği mahallede yeni evlerin inşaası hızla sürüyor.

Belediye, yıkımlar sırasında hak hukuk tanımamıştı, inşaat da aynı tutumun devamı olarak, hiç bir mahkeme kararını beklemeden ilerliyor.

Oysa, süren davalarla ilgili olarak mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi heyeti, mahallede yaptığı inceleme sonucunda, belediyenin bu uygulamasının hukuksuz olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bilirkişi heyeti, geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunduğu raporla, projenin, kamu yararına uygun olmadığına karar verdi.

Raporda; Sulukule Yenileme alanıyla ilgili Avan projenin onaylanmasına ilişkin kararın, bölgeye ait koruma amaçlı imar planlarının iptal edilmiş olması nedeniyle; üst ölçekli plan kararları, şehircilik ilkeleri ve koruma kurulu ilke kararları ile kamu yararına uygun olmadığı kanısına varıldığı belirtildi.

Her biri kendi alanında uzman profesör ve doçentlerden oluşan bilirkişi heyeti, koruma amaçlı imar planı bulunmadan, Sulukule'de veya 5366 sayılı yasa kapsamına alınan *diğer tarihi kentsel dönüşüm alanlarında hiç bir projenin yapılamayacağını da vurguluyor.

Hatırlanacağı gibi projenin iptali için 31 Aralık 2007’de dava açan Sulukule sakinleri, davanın sürmesine rağmen, yani mahkeme sonucu beklenmeden inşaatın başlaması üzerine AİHM’ne başvurmuş ve AİHM 3 Ağustos 2010 tarihinde bu başvuruyu kabul ederek davaya bakacağını açıklamıştı.

Ancak bütün bunlara rağmen, ekteki fotoğraflarda da görüldüğü gibi Sulukule’ye her gün yeni bir hukuksuzluk abidesi dikilmeye devam ediliyor.

Saygılarımızla

SULUKULE PLATFORMU


*Görüldüğü gibi rapor , sadece Sulukule için değil, UNESCO'nun da düzeltilmesi konusunda ısrar ettiği 5366 sayılı yasaya dayanarak yenileme alanı ilan edilen tüm tarihi alanlar için emsal teşkil ediyor.

24 Eylül 2010 Cuma

Sulukule’de, Hazine’ye ait bir arazi tam 5 katı fiyattan, açık artırma usulü ile ihaleye çıkarıldı.

Belediyeden Romanlara büyük Sulukule kazığı

www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15835924.asp?gid=373

Ali DAĞLAR 22 Eylül 2010

İstanbul Fatih Belediyesi’nin Romanlara ait arsaları metrekare fiyatı 500-800 lira arasında kamulaştırdığı Sulukule’de, Hazine’ye ait bir arazi tam 5 katı fiyattan, açık artırma usulü ile ihaleye çıkarıldı.

İstanbul Defterdarlığı, Sulukule olarak bilinen Hatice Sultan Mahallesi’nde, Hazine’ye ait 264 metrekarelik bir arsayı 667 bin lira bedelle satışa çıkardı. Arsanın metrekaresine 2 bin 552 lira fiyat biçildi. Bir emlak sitesinde 17 Eylül 2010 tarihinde, “Fatih Sulukule’de satılık arsa” başlığıyla yer alan ilanda şöyle denildi: “İstanbul Defterdarlığı, Sulukule olarak bilinen Fatih Hatice Sultan Mahallesi’ndeki bir arsayı ihale ile satışa çıkardı. Büyüklüğü 264 metrekare olan arsanın tamamının Hazine’ye ait olduğu açıklanırken, tahmini bedel olarak 667 bin lira, geçici teminat olarak da 133 bin 400 bin lira istendi. İstanbul Defterdarlığı, açık artırma usulüyle satışı yapılacak olan taşınmazın ihalesini 15 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirecek.”
500-800 liraya aldılar
Roman vatandaşların Sulukule’deki arsaları ise bundan yaklaşık 1.5 yıl önce, Fatih Belediyesi tarafından başlatılan kamulaştırma çalışmaları sırasında metrekaresi 500-800 lira arasında değişen fiyatlarla alınmıştı. Arsa spekülatörleri de devreye girmişti. Kentsel yenileme alanı adı altında bölgede aralarında tarikat şeyhi, vekil oğlu, işadamları ve meclis üyelerinin de bulunduğu yeni sakinler için Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından lüks konut inşasına başlanmıştı. Bölgeden çıkarılan Roman vatandaşların bir kısmı yine TOKİ’nin inşa ettiği, şehre uzak Kayabaşı’ndaki konutlara yerleştirilmiş; konut taksitlerini ve elektrik-su paralarını ödeyemeyen vatandaşların çoğu bu haklarını yine haraç mezat satarak şehirdeki akrabalarının yanına dağılmıştı. Bu gelişmeler üzerine tartışmalar büyümüştü.

Davalar sürüyor

SULUKULE’de oturdukları binalar yıkıldıktan sonra arsaları için belediye tarafından biçilen kamulaştırma bedelini beğenmeyen Romanların açtığı davalar devam ediyor. Fatih Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden davalarda, mahkemenin atadığı bilirkişiler kamulaştırma bedelinin, metrekaresi 1200 lira olarak belirledi ve belediye bu bedel üzerinden kamulaştırma yapıyor. Bu bedele Roman vatandaşlar az, Fatih Belediyesi fazla bulduğu için itiraz etti. Söz konusu ihalenin, Sulukuleli bir grup vatandaşın başvurusunu kabul eden AİHM’deki davada delil olabileceği bildiriliyor.

Video :
http://video.cnnturk.com/2010/haber/9/22/sulukuledeki-rakam-canlarini-acitti

İstanbul Fatih Belediyesi'nin Romanlara ait arsaları metrekare fiyatı 500-800 lira arasında kamulaştırdığı Sulukule'de, Hazine'ye ait bir arazi tam 5 katı fiyattan, açık artırma usulü ile ihaleye çıkarıldı. Sulukuleliler, değerinden daha az sattıkları evleri için, davalarının sonucunu bekliyor.
Sulukule'de oturuyor Sezer Tanınmış, 7 kişilik ailesiyle.

Kentsel dönüşüm kapsamında, 146 m2'lik evine 109 bin lira verdiler, kabul etmedi. Çıkmadı evinden. Belediye, kentsel dönüşüm projesi kapsamında evlerinin m2'sine 500 lira vermişti. Kimi Sezer Tanınmış gibi razı olmadı, ama kiminin çaresi yoktu, sattı bu paraya. Ancak ortaya çıkan yeni bir rakam acılarını da arttırdı. Sulukuleliler 2006 yılından bu yana teklif edilen parayı yetersiz bulmuş, dava açmıştı. Şimdi bütün umutları davayı kazanıp, kaybettiklerini geri kazanmak.

http://video.ntvmsnbc.com/tutunamayanlar-romanlar.html

19 Ağustos 2010 Perşembe

AİHM Dava Başvurusunu kabul etti

http://www.bianet.org/galeri/sulukulenin-son-hali?page=22

www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=sulukule-roma-association8217s-application-to-echr-accepted-2010-08-20

BASIN DUYURUSU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM, kentsel dönüşüm adı altında yok edilen yüzlerce yıllık Sulukule sakinlerinin başvurusunu kabul etti.

Türkiye’deki yasal sürecin bitmemesine rağmen, yani 3 yıl önce açılan davaların sonucu bile beklenmeden yok edilen ve yerine lüks konut inşaatının başladığı Sulukule şimdi haklarını AİHM’nde arayacak.

Sulukule sakinleri ve Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği adına Av. Hilal Küey tarafından, 20 Mayıs 2010 tarihinde yapılan başvuru 22 sayfalık dilekçe ile 48 bölümlük eklerden oluşuyor.

Başvuru, AİH Sözleşmesi’nin altı ayrı maddesinin ihlal edildiğini savunuyor:
-İnsan haklarına saygı yükümlülüğü
-Adil yargılanma hakkı
-Özel hayatın ve aile hayatının korunması
-Etkili başvuru hakkı
-Ayırımcılık yasağı
-Mülkiyetin korunması.

Sulukulelilerin başvurusu ayrıca, sözleşmenin 41. maddesi uyarınca tazminat talebinde de bulunuyor.

AİHM, başvuruyu 3 Ağustos 2010 tarihinde kabul etti.

SULUKULE PLATFORMU

Sulukule Roma Association’s application to European court accepted
SEVİM SONGÜN
Turkish Daily News

Istanbul, 20/08/2010 - The European Court of Human Rights has accepted the application of the Sulukule Roma Association against a renovation project in the Fatih Municipality’s historical Sulukule area, despite the ongoing domestic court cases.
The association applied to the European Court accusing the ongoing urban transformation project in Sulukule of violating six articles, namely: “protection of privacy and family life,” “prevention of discrimination,” “protection of property,” “right to fair trial,” “respect of human rights” and “right to have efficient application.”
Hilal Küey, a lawyer for the association, said they applied to the European Court on May 20 with a 22-page file and 48 pages of supplements. “The European court usually does not accept applications if the domestic court cases are still ongoing. But they have accepted our application,” said Küey, adding that there are at least three ongoing court cases in Turkey over the renewal project in Sulukule.
Küey said the court accepted the application because the judiciary process in Turkey has not borne fruit for three years now and many people have been removed from their homes within that time.
Viki Ciprut, a member of the Sulukule Platform, a platform organized to support the Roma people in Sulukule, said the court cases on the renewal project are ongoing in Turkey but despite these court cases the authorities have continued the project, demolishing all the houses in Sulukule and removing the Roma people who used to live there. “In reality, everything has ended but the court cases are still ongoing. I think this is why the European Court accepted this application,” she said.
The Fatih Mayor Mustafa Demir denied the accusations of "evacuation of people from their houses" and said that he was surprised that European Court accepted the application.
The association and three locals filed a lawsuit in 2007, when the demolishment of houses in Sulukule started, against the renewal project, saying that it was damaging the Roma culture and historical fabric of this neighborhood, Küey said. She also said another court case was also ongoing, as some locals did not accept the expropriation sums that were offered to them by the Fatih Municipality, which is helming the renewal project.
“On behalf of some locals, I objected to the appropriation offers for being too low. According to the law, Fatih Municipality opened a court case asking for an examination of the real expropriation value for these properties,” said Küey, adding that this second case has continued since 2008. The Turkish Union of Engineers and Architects’ Chambers, or TMMOB, has also filed a compliant against the Sulukule project, and that case is still ongoing.

30 Temmuz 2010 Cuma

İnşaat




17 Haziran 2010 Perşembe

Kültür Bakanlığı'ndan Sulukule'ye iş makinelerinin girmesi ile ilgili açıklama

..........................................
Sulukule’ye iş makinelerinin girmesiyle ilgili ilk kez konuşan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü, inisiyatifi ele aladıklarını dile getirerek, “Arkeologlar işi yokuşa sürüyor. Gerekli olmasa müdahale etmezdim” dedi.
..........................................

Tek kelimeyle arkeolojiye siyaset karıştırılıyor” açıklamasında bulundu.

..........................................

İş, kasıtlı olarak geciktiriliyor
“16 Nisan’daki karar, ulaşılan mimari eserlerin kaldırılabileceğini de söylüyor. Ancak bu karar da arkeologlara ait değil. Kurul karar verebilir. Sulukule’deki arkeologların başka bir niyeti var. Buluntulardan yayın yapabilmek için işi geciktiriyorlar ve karşı örgütlenme yapıyorlar.


http://www.habervesaire.com/haber/1878/

http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=71003

14 Haziran 2010 Pazartesi

Basın Açıklaması : Arkeolojik kazı alanına inşaat makinaları girdi.

http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/06/14/sulukulede.arkeologlari.kizdiran.tahribat/580069.0/index.html


'Gerekirse dozerin önüne bile atlarım'
Sulukule'deki arkeolojik kazıyı gerçekleştiren İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nden, uzman arkeolog Dr. Şeniz Atik'in alana giren dozerlere direnişi...
http://www.habervesaire.com/haber/1877/



BASIN ACIKLAMASI

Sulukule’de yasalar ve hukuk bir kez daha kepçeler altında ciğnendi hem de bu kez Kültür Bakanı’nın “ferman”ıyla... TOKI ihalesiyle inşaatı üstlenen Özkar şirketi, arkeolojik çalışma yapılan alanı inşaat makineleriyle dümdüz etti.

12 Haziran Cumartesi günü alana makinelerini getiren Özkar şirketi, kazı alanında çalışmakta olan Arkeoloji Müzesi’ne bağlı arkeologların karşı cıkmasına rağmen, alanı tarla gibi kazdılar. Makineleri engellemeye çalışan arkeologlar ciddi yaşamsal tehlike atlattılar. Arkeologların polis çağırıp tutanak tutturması sırasında bir süreliğine duran makineler, polisin gitmesinden sonra işlerine devam ettiler, hem de kepçelere takılan tarihi objelere rağmen.

Sulukule Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Mart 2010’da başlayan kurtarma kazısı, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin sorumluluğunda yani kazının sahibi Müze. Arkeolojik kazının hızlandırılması için başlangıçtan beri Müze’ye baskı yapıldığı biliniyor. Ne var ki 12 Haziran günü yaşanan olay, inşaat şirketinin yürürlükte olan koruma mevzuatını hiçe saydığını ve Müze görevlisi arkeologların üstünde bir yetkiyle hareket edebilme cesaretine sahip olduklarını gösterdi.

Bu cesaretin kaynağı ise açıktır: Olaydan iki gün önce, 10 Haziran Perşembe günü, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, yanında Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü ile kazı alanında boy gösterdi. Alanı göz kararı bir çırpıda inceleyiveren “ikili” buradan bir şey çıkmayacağına (ki çıktı ve cıkmaya devam ediyordu) karar verdi ve Bakan “ferman “ buyurdu”: Buraya makineler gire!

Yani, İstanbul tarihini ve alanın Dünya Miras Listesi’nde yer alması nedeniyle bütün dünyayı ilgilendiren koskoca bir bilimsel araştırma bir çırpıda “gözle” yapılıverdi ve ferman Bakan’dan çıktı. Oysa, yasalara göre karar tabii ki Bakan fermanıyla değil, Arkeoloji Müzesi’nin yürüttüğü bilimsel araştırma sonucunda vereceği rapora göre, ilgili Koruma Kurulu’nca verilecektir. Ve Koruma Kurulu’nun, 12.02.2010 tarih ve 1304 sayılı kararına göre (ek 1) bu nihai karar Kurul’dan çıkana kadar alanda her türlü inşai faaliyet yasaktır. Yani Bakan da, yanındaki Genel Müdür de yasalarla belirlenmiş bu mevzuatın üstüne çıkamaz, arastırma yöntemi üzerine söz söyleyemez, söylerse de açıkça suç işlemiş olur.

Kültür Bakanı’nın “ferman”ı ile ilgili son olarak şunu hatırlatalım: Sulukule’de, yani tarihi yarımadada 12 Haziran günü yaşanan tahribatın benzeri yakın tarihte, ABD’nin Irak işgalinde, Afganistan’da Taliban emriyle havaya uçurulan tarihi anıtlarda ve Sırpların Bosna’ya saldırılarında yaşanmıştır. Bu tahribatların herbiri, insanlık tarihi açısından geri dönülmez kayıplara neden olmuştur...

5366 sayılı yasaya göre ilerleyen Sulukule kentsel yenileme projesinde yaşananlar, aynı yasaya göre hazırlanan başta Fener-Balat ve Tarlabaşı olmak üzere sıradaki yenileme projelerinde de tekrarlanacağı ve dahası “ferman” devri başlatıldıgı için çok büyük bir tehlikeye işaret etmektedir.

SULUKULE PALTFORMU

Ek bilgi için notlar:

1-Türkiye’de kültürel miras alanında çalışan meslek kuruluşları ve STK temsilcilerinden oluşan bir heyet 13 Mayıs 2010 günü Sulukule arkeolojik kazı alanına bir ziyaret yaptı ve bu ziyaretin izlenimlerini, önerilerini bir rapor halinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Fatih Belediyesi, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İstanbul Yenileme Kurulu’na gönderdi. Bu alandaki en yetkin biliminsanlarının ve uzmanların imzasını taşıyan raporu ekte bulabilirsiniz.

2- Makinelerin alanı tahrip etmesi ve görevli arkeologların itirazlarıyla ilgili görüntüler de hazır olduğu anda tarafımızdan servis edilecektir.

3-Olayla ilgili daha geniş bilgi için : http://www.habervesaire.com/haber/1875/





http://www.fatihhaber.com/sulukule-haziran.htm

11 Mayıs 2010 Salı

Temel Atma Töreni ile ilgili Savcılığa Suç Duyurusu

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=996679&CategoryID=97

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=3-kopru-ve-sulukuledeki-zihniyet&tarih=16.05.2010&Newsid=305808&Categoryid=4&wid=121

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14756556.asp

Sayın Basın Mensupları

TMMOB Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi, Sulukule'de Fatih Belediye Başkanı tarafından düzenlenen temel atma töreni ve başlatılan inşaat çalışmalarıyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.


ŞÜPHELİ : 1) Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı)
Fatih Belediyesi
İstanbul
2) Erdoğan Bayraktar (Toplu Konut İdaresi Başkanı)
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
Ankara

2) Kimliği Bilinmeyen Diğer Şüpheliler
KONU 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılması istemidir.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil Oda’nın 13.02.2010 gün 2010.0617713 sayılı yazısı ile “Sulukule” olarak anılan bölgede yapılan uygulamalarla ..”arkeolojik dokunun göz ardı edilerek yapılacak çalışmaların telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olacağı…” Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na bildirilmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 31.03.2010 gün ve 461 sayılı yazısı (Ek 2) ve yazı ekinde sunulan 18.02.2010 gün ve 1304 Karar sayılı kurul kararı ila müvekkil Oda’nı yazısına yanıt verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 18.02.2010 gün ve 1304 Karar sayılı kararında yer alan şu hükümler suç duyurusuna konu olay açısından özel olarak önemlidir:
· “Alanda bulunan moloz yığınlarının İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü denetiminde kaldırılmasına;
· … 15.10.2009 gün 976 sayılı kararı doğrultusunda alanda önerilen otopark ve sığınak sınırları içerisinde arkeolojik kalıntıların tespitine yönelik geo-radar manyetik taramaların yapılarak sonuçlarının uygulama öncesinde ivedilikle Kurulumuza iletilmesine;
· Alanın hassasiyeti nedeniyle tüm bu işlemlerde ilgili idarelerin eşgüdümlü olarak çalışmalarını sürdürmelerine;
· Geo-radar manyetik taramalarının sonuçları Kurulumuzca değerlendirilinceye kadar alanda yapılaşmaya yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunulmamasına…”

06.05.2010 tarihinde Fatih Belediye Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi tarafından gerçekleştirilen “Temel Atma Töreni” sırasında gerek bölgede bulunanlar gerekse de basın mensupları tarafından kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan İstanbul İli, Fatih ilçesi 2484 ada, 2489 ada, 2490 ada, 2492 ada, 2493 ada, 2492 ada, 2495 ada, 2497 ada, 2498 ada, 2499 ada, 2525 ada, 2524 adada bulunan arkelojik değeri bulunan materyallerin zarar gördüğüne tanık olmuşlar ve bu durum ekte sunulan fotoğraflarla belgelenmiştir.
Diğer bir söyleyişle, dilekçemizde anılan kamu görevlileri açıkça Koruma Kurulu kararına aykırı davranarak tarihi ve kültürel mirasımızın önemli örneklerine zarar vermişlerdir.
Dilekçemizin sunulduğu tarih itibari ile de anılan işlem ve eylemler (tüm uyarılara ve kamuoyu tepkisine) karşı sürmektedir
Yukarıda açıklanan gerekçelerle 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılması isteminde bulunmak zorunlu olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 65 inci maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 257 inci maddesine aykırı eylemleri nedeni ile şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını talep ederiz.

7 Mayıs 2010 Cuma

Arkeolojik Kazı Alanında Temel Atma Töreni

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14644371.asp
http://www.bianet.org/bianet/cevre-ekoloji/121816-fatih-belediyesi-arkeolojik-buluntularin-uzerine-insaat-yapiyor

Sayın Basın Mensupları

Bu fotograflar, 2 hafta kadar once, Fatih Belediye Baskani'nin ulusal bir TV kanalını ( Ismi bizde saklı) alanda gezdirmesi sırasında çekilmiştir...
Fotograflarda, başkanın hiç bir şey cıkmadı dedigi yerden çıkan arkeolojik buluntuların bir kısmı gorulmektedir...
Fotograflarda ayrıca, arkeologlarin denetiminde olmayan ve teknik olarak da yapılması gerekenle uyusmayan, yani makine ile yapilan derin kazi da goruluyor.

Biraz sonra da, bugunku temel atma toreninde kamufle edilen Osmanlı su sebekesine ait künklerin fotograflarıyla ilgili bilgi de sizlere ulastırılacaktır...

İlgi ve Bilginize...

Sulukule Platformu


***
Sulukule'de bu sabahki temel atma toreninde, Fatih Belediyesi tarafından kamufle edilen Osmanı donemi su şebekesine ait künkleri

www.habervs.com

sitesinden alabailirsiniz...

Yuksek cozunurlukte hazırladıkları bu fotografları paylastıkları icin kendilerine tesekkur ediyoruz.

Sulukule Platformu

***
BASIN DUYURUSU

Bugün Sulukule'de temel atma töreni düzenleyen Fatih Belediyesi, bir yasa dışı uygulamaya ve skandala daha temel degil imza attı...
Temel atma cukuru, aslında Arkeoloji Müzesi denetiminde elle kazı yapılan ve halen sürmekte olan kazının çukuru... Belediye bu alanı tek giriş olacak şekilde paravanlarla izole etti ve basını buraya topladı... Ama , kazıdan cıkarılan ve Osmanlı dönemine ait su şebekesi künklerinin balonlarla ve süslerle kamufle edildiği gözlerden kaçmadı... Ayrıca, henuz arkeolojik kazının ilk aşamalarında olan bu sahadan, Hellenistik döneme ait bazı bulgulara ulaşıldıgını da tabii ki açıklamadı.

Fatih Belediyesi, ne Arkeoloji müzesinin daha epey sürecek sonuç raporunu bekledi, ne de Koruma Kurulu'nun "sonuçlar belirleninceye kadar alana hic bir şekilde fiziki müdahalede bulunulamaz" şeklindeki kararına uydu (karar ekte).
Yaklaşık 100 bin metrekare genişliğindeki yenileme alanı içinde yaklaşık 100 metrekarelik bir bölümde yapılan ve üstelik henüz tamamlanmamış olan kazıyı, temel cukuru olarak basına yutturmaya ve "burada elle arkolojik kazı yapıldı" diyerek, Kurul'un bütün yenileme alanı için, yani 100 bin metrekarelik alan için zorunlu kıldığı jeo-radar manyetik tarama işlemini es geçerek, "arkeolojik araştırma tamamlanmıştır" izlenimini vermeye çalıştı...
O zaman soruyoruz:
-Arkeoloji Müzesi'nin verdiği sonuç raporu nerede?
-Olmayan bu rapora istinaden ilgili Koruma Kurulu'nun verdiği karar nerede?
-Dahası, Başkan Mustafa Demir'in "kazı yaptık hiç bir şey çıkmadı" dediği bu küçücük alandan görgü tanıklarına dayanarak çıktığını bildiğimiz, helenistik bulgular, arkeolojik kap kacak nerede?
Bu rapoların araştırma tamamlanmadığı için henüz oluşturulmadığını ve bunlar yazılmadan Sulukule'de inşaata başlanamayacağını ( 18-2-2010 tarihli Kurul kararı gereği. ekte) biliyoruz. Yanlış biliyorsak. Mustafa Demir bunları da açıklayıp duyursun... Böylece kamuoyunun yanısıra, olayın esas sorumluları durumundaki Arkeoloji Müzesi de, Koruma Kurulu da bilgilenmiş olur...
Fatih Belediyesi'ni bir kez daha yalanlara sarılmadan yasal kararlara uymaya, sorularımızı tek tek belgelerle yanıtlamaya çağırıyoruz.
Daha da önemlisi, konunun esas muhattapları olan ve denetimden sorumlu kurumları yani, Arkeoloji Müzesi ve Koruma Kurulu'nu acilen görevlerini yerine getirmeye, konunun takipçisi olmaya çağırıyoruz... Böylece onlar da bu skandalın bir parçası olmazlar...
SULUKULE PLATFORMU
NOT: Daha ayrıntılı bilgi için, bu sabah, temel töreni öncesinde sizlere yolladıgımız duyuruyu tekrar asagıda ve ekte yolluyoruz...
BASIN DUYURUSU

Fatih Belediyesi, bugün Sulukule yenileme projesinin temel atma törenini gerçekleştirecek. Başkan Mustafa Demir, dün, basına duyurduğu açıklamasında, projenin tüm aşamalarının Anıtlar Kurulu'ndan geçtiğini söyledi ve "kazılar arkeolog gözetiminde elle yapıldı" dedi.

Ama Mustafa Demir, yanlış daha doğrusu yalan fiil çekimi kullandı: "Yapıldı" değil, "yapılıyor" demeliydi. Çünku, Sulukule'de arkeolojik kazı , Sulukule Platformu'nun ve ilgili uzmanların girişimleri sayesine kısa bir süre önce başladı ve halen sürüyor.

Daha da önemlisi, Koruma Kurulu'nun 18.2.2010 tarihli kararı, bölgede arkeolojik kalıntıların tespiti için Arkeoloji Müzesi denetiminde jeo-radar manyetik tarama yapılmasını, sonuçların ivedilikle Kurul'a iletilmesini öngörüyor ve sonuçlar Kurul tarafından değerlendirilinceye kadar "alanda yapılaşmaya yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunulmamasına karar verilmiştir" deniyor. (ekte)

Açık ve sarih... Kazı ve manyetik taramayı yapmakla yükümlü Arkeoloji Müzesi'nden Kurul'a sonuç raporu gitmeden ve bu rapor Kurul tarafından değerlendirilip bir karara varılmadan Sulukule'de, inşaat, temel kazma ve hatta moloz taşıması bile yapılamaz. Oysa Fatih Belediye'si, dünkü açıklamasında, göğsünü gere gere hepsini de yaptığını itiraf ediyor: Molozları 6 aydır taşıdığını, inşaatın başladıgını ve bugün temel atılacagını duyuruyor.

Sulukule'de kısa bir süre önce başlayan elle kazı halen ilk aşamalarında ve daha epey sürecek gibi. Çünkü, üç imparatorluk için de önemli bir konuma sahip bu alanda daha şimdiden bazı kalıntılara ulaşıldı bile... Kurul'un karara bağladıgı jeo-radar manyetik tarama ise henüz hiç başlamadı. O halde Mustafa Demir nereye koşuyor?

Bu aşamada, Koruma Kurulu kararı belli olana kadar, ne TOKI'den ihaleyle inşaatı üstlenen şirketin, ne de Fatih Belediyesi'nin alanda en ufak bir şeyi oynatmaya hakkı var. Fatih Belediyesi'ni bir kez daha, yasal kararlara uymaya ve yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.

SULUKULE PLATFORMU

adına

Viki Çiprut

05324515701

Konu ile ilgili uzman görüşleri için:

Prof. Mehmet Özdoğan 05324769526

Necmi Karul, Arkeologlar Dernegi Bşk. 05327763535

Mücella Yapıcı, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi 05322969813

Derya Nüket Özer, Sanat Tarihçisi, Yeditepe Ünv. 05327718371