Sulukule ve dezenformasyon
TOKİ'nin ev verdiği Sulukuleliler sevinçten oynuyor.'Sulukule Projesi' hakkındaki tartışmalar sürüyor. Fatih Belediyesi'nden gelen ve eleştirilen projeyi savunan bir yazıyı yayınlıyoruz
04/05/2008
MUSTAFA ÇİFTÇİ (Arşivi)Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Yenileme Projesi, medyamızda çoğunlukla projeye muhalefet eden küçük bir grubun kamuoyunu yanlış bilgilendiren yorumlarıyla gündeme geliyor. Fatih Belediyesi olarak, bu eleştirilere, üniversitelerde, sivil toplumca düzenlenen organizasyonlarda ve görüşümüze başvuran medya mensuplarıyla yaptığımız röportajlarda, projemizi paylaşarak yanıt verdik. Ancak "soylulaştırma", "rant projesi" gibi sözcüklerle başlayan etik dışı ithamların dozajı artırılarak, "ayrımcılık", "asimilasyon" iddialarına ulaşınca, bu bilgilendirmeyi yapma gereği duyduk. Projeye muhalefet eden kimseler, yapılan toplantılarda uzlaşmaya yönelik hiçbir adım atmadı. Birçok prosedürden geçen ve taraflarının üzerinde anlaştığı projenin baştan ele alınması gibi makul olmayan isteklerde bulunup bölge halkının refahı için birlikte çalışmanın koşulunu, Fatih Belediyesi yetkililerinin mevcut projeyi yok sayan bir protokolü imzalamasına bağladılar. Bu dayatma kabul görmeyince bölgede villaların yapılacağı, insanların sürüleceği gibi gerçekdışı bilgileri kamuoyuna yaydılar. Sulukule, iddia edildiği gibi 1000 yıllık bir yerleşim birimi olsa da projenin gerçekleşeceği Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri, tarihi Sulukule değildir. Tarihi Sulukule, birçok tarihsel dokümanda da gösterildiği üzere Vatan Caddesi ile Topkapı arasındaki bölgededir. Prof. Dr. İlber Ortaylı ve birçok tarihçimiz bunu doğruluyor. Romanlar 1950'lerde Vatan Caddesi inşaatı sırasında Neslişah ve Hatice Sultan Mahallelerine geldiler. Bölgede yaşayanların üçte ikilik bir bölümünün kiracı ve işgalcilerden oluşması ve birçok evde mülk sahipleriyle yaşayanların birbirlerini hiç tanımıyor olmaları da projeye muhalefet edenlerin bölge için "yeni bir tarih" yazmaya çalıştıklarını gösteriyor. Bölgede zenginlerin oturacağı villalar değil, brüt alanı 75, 90, 105 ve 120 m≤'lik konutlar yapılacak. Üstelik proje bölge halkının istekleri doğrultusunda defalarca değiştirildi.
Bugüne dek neler yapıldı? Binlerce yıllık bir tarihi olan, ancak yoğun göçle sağlıksız yapılaşarak bu eşsiz mirası tükenen Fatih'te, böyle projeleri hayata geçirmek her şeyden önce bu şehre borcumuzdur. Fatih'in halen yüzde 20'lik bir bölümü yenileme alanı olarak ilan edildi ve proje alanı bunun küçük bir parçasıdır. Fatih Belediyesi, 2005 Temmuz'unda bölgede sosyal doku analizi yaptı. Bu çalışmada, çeşitli demografik veriler, hangi evde kaç nüfus yaşadığı, konutların tapu ve imar kayıtlarında kime ait göründüğü tespit edildi. Yaklaşık 91 bin metrekarelik alanda 3,430 kişinin yaşadığı ve bunların sadece yüzde 17'sinin kendisini Roman olarak tanımladığı belirlendi. Nüfusun geri kalanı Anadolu'nun bir mozaiği gibidir. Bölgede 383'ü kiracı toplam 620 aile yaşıyor, ev sahiplerinin bir kısmı başka yerlerde yaşıyor ve buradaki evlerini kullanamıyor, hatta evinde kimin oturduğunu bilmiyor. Birçok kiracı, avlulardaki baraka ve odunluklarda barınıyor. Tarihi sokak siluetlerinin korunduğu avan proje bölge halkının yaşam alışkanlıkları dikkate alınarak hazırlandı. Hak sahipleriyle önce ada bazında, sonra tek tek görüşüldü ve bugüne dek mülk sahiplerinin yüzde 82'siyle, aralarında projeyi eleştirenlerin kurduğu derneğin başkanının da bulunduğu 340 kiracıyla anlaşma sağlandı.
Kiracılara konut veriliyor Projenin hedefi mahallede ikamet edenlerin mahallede kalmasını sağlamaktır. Alanda mevcut hane sayısı kadar hane üretilecektir. Bu da, buradan hiçbir ailenin başka bir yere gönderilmediğine açık delildir. Yeni yapılacak konutlar, mülk sahiplerine verilecek. Alanda konut edinmeleri mülkiyet açısından mümkün olmayan 340 kiracıya TOKİ'nin Taşoluk konutlarından çekilişsiz edinme hakkı sağlanarak, 15 yıla yayılan makul taksitlerle ev sahibi olma seçeneği sunuldu. İsteyen kiracılar kura çekerek evlerinin kapı numaralarını belirledi. Proje kapsamında ev sahiplerine 400, kiracılara 300 YTL yardım yapılıyor. Kiracı ve mülk sahipleri yeni konutlarının ödemelerine, bu konutlara taşındıktan sonra başlayacak. Proje, halen ev sahipleriyle anlaşmaların sürmesi, kiracıların evleri boşaltmasının beklenmesi gibi nedenlerle bekleme aşamasında.
Projenin sosyal ayağı Platformun bölge için sosyoekonomik bir çözüm olarak önerdiği "kapasite geliştirme" teklifinin müzisyenliğe ve dansa indirgenmiş olması ironiktir. Bölgede yaşadığı iddia edilen eğlence kültürü, 1990'lı yıllarda sona erdi. Bölge halkının kalkınmasını yalnız müzik ve dansa bağlamak, buradaki yoksulluğu romantize ederek çözümsüzlüğe bir düğüm daha atmaktır. Projeden etkilenecek ve bu hünerlere sahip olmayan yüzlerce aileyi hiçe saymaktır. Kaldı ki, projede bu nokta gözardı edilmedi ve çok amaçlı salonların yanı sıra faaliyetlerini üniversite desteğiyle yürütecek meslek edindirme ve müzik eğitimi atölyelerini kapsayan bir kültür merkezi öngörüldü. Muhalif platformların yapıcı katkıda bulunmaması nedeniyle, Fatih Belediyesi daha fazla zaman kaybetmeden projenin sosyal ayağını güçlendirecek çalışmalara başladı. Halen 50 genç kadına, sertifikalı genel dikiş kursu veriliyor ve programa devam edebilmeleri için İŞKUR desteğiyle günlük 8-10 YTL harçlık sağlanıyor. Ayrıca 20 genç erkeğe, İBB'nin Zeyrek'teki Ahşap Atölyesi'nde ahşap ustalığı kursu verilecek. Bu gençler Zeyrek ve Süleymaniye'de ahşap evlerin yenilenmesi çalışmalarında istihdam edilecek. Bölgede isteyenlere İTKİB desteğiyle kurs verilmesi için bir çalışma devam ediyor. AB'nin istihdam hibe programlarına da bir projeyle başvuruldu.
Bölge halkı projeyi destekliyor Bölgedeki vatandaşların çok büyük çoğunluğu, yapılan dezenformasyona karşın projeye inandı. Konut sahiplerinin dörtte üçüyle, kiracıların tamamıyla anlaşma yapılması kamuoyu desteğini gösteriyor. Bölgede mülkiyet haklarına, kültürel haklara, insan haklarına, şehir hak ve hukukuna uygun bir proje gerçekleştiriliyor; kimseyi mağdur etmeyecek ve dışarıda bırakmayacak bir anlayışla çalışılıyor. Hem mülk sahiplerini hem de kiracıları gözeten seçenekler sunulması, projeyi dünyada uygulanmış örnekler arasında sosyal yönü en güçlü proje kılıyor. Yenileme projelerinin tüm dünyada olduğu gibi Fatih'te de tartışılması olağandır. Ancak, bu tartışmanın gerçekler maniple edilerek yürütülmesi, her şeyden önce bölge halkına zarar veriyor. Projenin sosyal ayağı bugün hâlâ samimi katkılara açıktır. Şehrin özgün kimliğinin sürdürülebilir kılınmasını isteyen herkes, projenin temelde kent ve kentliler adına pozitif bir girişim olduğunu anlayabilir.
MUSTAFA ÇİFTÇİ: Fatih Belediyesi, Yenileme Projeleri Koord.